Müzik Dünyası

ELVIS PRESLEY KİMDİR?

8 Ocak 1935 yılında Missisipi’de doğmuştur. Gladys ve Vernon çifti çocuklarına Elvis Aaron Presley adını vermiştir. Ailesi orta gelirli olan Elvis’in annesi dikiş makinesi operatörü, babası ise ücretli çalışan bir işçiydi. Babası çok çalışkandı. Kendi elleriyle iki odalı bir ev yapmıştı. Bu evde doğan Elvis’in aynı anda doğan ikiz kardeşi de vardı. Ancak ikiz kardeşi ölü olarak doğmuştu. Bu evde Elvis tek çocuk olarak büyümüştü. Elvis tek çocuk olduğu için ailesi onu çok sevdi ve ona güzel bir hayat verebilmek için çok uğraştı.

Yoksullardı, ve yoksulluğun ne demek olduğunu küçük yaşta öğrenmeye başlamıştı. Sevgiyle büyüdüğü için çok mutluydu. İnançlı bir aileydi. Çocuklarıyla birlikte her hafta kiliseye giderlerdi. Anne ve babası birbirlerine karakter olarak hiç benzemiyorlardı. Babası sevgi dolu olmasına rağmen aksi bir adamdı ancak annesi neşeli bir kadındı. Bu yüzden mutlu bir çocuk olarak büyüdü. Babası Vernon’nun 8 dolarlık bir borcu vardı ve bu borç için sahtekarlıkla suçlandı. Elvis 3 yaşında iken hapse girdi. Babası Vernon hapse girdikten sonra annesi Gladys, hem oğluyla hem ev ile ilgilenmeye başladı. Borçları çoğalmıştı. Bir zaman sonra evlerini kaybettiler ve annesi Gladys oğlu Elvis’i alarak akrabalarının yanına yerleşti. 1938 yılında babası hapse girmişti ve çıkması 1943 yılını bulacaktı. Elvis çok farklı bir çocuktu. Okula başladığı sene arkadaşları onunla sürekli dalga geçiyordu. Annesi onu sakin ve sessiz büyütmüştü. Bu sakinliği okulda da devam etti. Arkadaşları Elvis ile uğraşmaktan zevk duyardı ve ona ellerine ne geçerse fırlatırlardı. Müzik onun sakinliğini ve enerjisini akıttığı tek kaynaktı. Memphis’te yaşadığı dönemliseye geçti ve Humes High School’a kayıt oldu. Saçları uzundu ve favorileri olan bir çocuktu. Artık büyüdüğünü hissediyordu ve çalışmak istedi. Okuldan sonra Loew’s State Theatre kütüphanesinde çalışmaya başladı. O yıllarda futbola merak sarmıştı ve okulun futbol takımına da kayıt olmuştu. Ancak öğretmeni onun saç ve giyim tarzından memnun olmadığı için Elvis’i futbol takımından kovmuştu. Elvis futbol takımından kovulduktan sonra müziğe daha çok sarıldı. Bu sefer okulun müzik yarışmasına katıldı ve bu yarışmada birinci oldu. Müzik konusunda kendisine çok güveniyordu.

Elvis Presley 10 yaşında iken Mississipi Alabama Fuar ve Süt Ürünleri şovunda şarkı yarışmasına katıldı. Sergilediği ilk performans olacaktı. Onu tanıyanlar sessiz sakin olduğu için başarılı olamayacağını düşündü. Ancak sahnede Elvis çok farklıydı. Kovboy kıyafetini giyip, (Old Shep) adlı şarkıyı seslendirdi. Sessiz sedasız ve utangaç değildi. Aksine kendine fazlasıyla güvenen bir sanatçı vardı. Bu yarışmada Elvis ikinci olmuştu. Müzik onu capcanlı tutuyordu. Çocuk ruhunda çok farklı bir yere sahipti. Kimi zaman klisede de şarkılar söylüyordu.

Doğum günü hediyesi olarak annesinden bir bisiklet istemişti. Annesi Gladys bisiklet için para biriktiremedi. Biriktirdiği parayla ona bir gitar satın aldı. Aslında bu gitar Elvis’in hayatını değiştirecekti. Elvis boş vakitlerinde gitarı öğrenmeye başladı. Çabaları sonucu gitarı konuşturmayı başarmıştı.

Babası Vernon 1943 yılında hapisten çıkmış ve Memphis’e yerleşmişti. Elvis ve annesi Gladys’ın yaşadığı Tupelo’ya hafta sonları gidiyordu. Vernon yasa dışı içki işine karışınca annesi Gladys ve oğlu Elvis yaşadığı şehirden apar topar taşındılar. Taşınmadan önce Elvis, arkadaşlarına son kez şarkı söylemek istemişti, ve Leaf on a Tree parçasını gitarıyla çalmıştı. Bu gitar ile arkadaşlarına verdiği ilk performanstı.

Memphis’in en kötü ve fakir mahallerinden birine taşınmışlardı. Babası Vernon, yeni iş arayışı içindeydi. Çalıştığı yerlerdeki kazancı evi geçirdirmeye yetmiyor sürekli ek iş arayışı içine giriyordu. Elvis ise, gitarına aşıktı. Sürekli gitarını çalmak ve şarkı söylemek istiyordu. Bunun için boş bulduğu her anı fırsata çevirmek istiyordu. Sınırlarının dışına çıkmak istiyordu. Biliyordu ki bunun bir zamanı vardı. Kısa zaman sonra 4 kişilik bir arkadaş grubu oldu. Bazen bu arkadaş grubuyla bara gidiyor ve şarkı söylüyordu. Kendi çevresini oluşturmaya başlamıştı. Kimi zaman barda veya bir cafede otururken şarkı söylemesini istiyorlardı. Hayatlarında fakirlik kaçınılmazdı. Bu yoksulluk onu yıldırmamıştı. Kendi parasını kazanmak istiyordu. Barlarda şarkı söylemeye başladı. Ama içinde onu yiyip bitiren utangaçlığından sıyrılması gerekiyordu. Kendine bir tarz oluşturdu. Parlak kıyafetler giyerek dikkatleri üzerine çekmeyi başardı ve bu sayede içindeki utangaçlığını yenmeye çalıştı. Favorilerini daha çok uzatmıştı. Bu tarzı ile zamanı geldiğinde Pompadour adıyla Elvis imzasını taşıyacaktı.

Zaman geçtikçe müziğe karşı aşkı artıyordu. Nihayet Blues ve Jazz ile tanıştı. Şarkı söylemeye Blues ve Jazz ile tanışınca gerek duydu. Liseden yeni mezun olmuştu ve artık müzik şirketlerini gezmeye başlamıştı. 3 dolar karşılığı bir demo kaydı oluşturdu ve müzik şirketlerine bıraktı. Plak yapımcısı Sam Philips Elvis’i çok beğenmişti. Siyahilerin tarzında beyazların söyleyebileceği Blues çok ender bulunurdu. Bunu Elvis başarıyordu. Elvis ilk şarkısı olan That’s All Right parçası ile stüdyoya girdi ve tüm radyolarda çalmaya başladı. Elvis siyahi şarkı söyleyen ilk beyaz olarakta tarihe geçmiş oldu. Elvis yavaş yavaş ünlü olmaya başlamıştı. Ancak ırkçı düşünceler peşini bırakmadı. Bir siyahi şarkıyı beyaz bir insan söyleyemez diyerek tepkiler artmaya başlamıştı. Hatta müziği bıraksın diyen bile olmuştu. Elvis pes etmedi. Bağlandığı müziğinden asla vazgeçmedi.

Birkaç yıl sonra, Elvis’in menajerliğini Tom Parker üstlendi. İlk single olan Heartbreak Hotel parçası 1 milyon sattı. Daha sonra en ünlü tv programlarında yer almaya başladı. Tv karşısında onu görenler plaklarını satın almaya başladılar ve 1 yıl içinde plaklar yok satmaya başladı. Müzikteki başarısını sinemada da gösterdi. Hollywood’da yaklaşık 35 filmde yer aldı ve unutulmazlar listesinde yerini korudu. 1958 yılında askerlik için çağırıldı. Askerliğini Texas’ta yaptığı sırada annesi Gladys rahatsızlandı ve hastaneye kaldırıldı. Akut Hepatit teşhisi ile hastanede yatıyordu. Elvis askerlik izni ile annesinin yanına geldi ancak annesi hastanede 46 yaşında öldü. Elvis askerliğini tamamladıktan sonra Pricilla Ann ile tanıştı ve evlendi. Ara verdiği müziğe tekrar döndü ve Grammy ödülünü kazandı. Kısa bir süre sonra kızı Lisa Mary dünyaya geldi. Lisa Mary ileride Michael Jackson ile evlenecek. Elvis’in evliliği kısa sürdü ve boşandı.

Amerika’nın en iyi ve ünlü sanatçılarına verilen ödüle layık görüldü. (He Touched Me ‘ albümü ile ikinci kez Grammy ödülü aldı. Daha sonra How Great Tou Art albümünü yaptı ve üçüncü Grammy ödülünü de almış oldu. Belgesel tadında film olan Elvis on Tour konser görüntüleri ile Altın Küre kazandı.

40 yaşına geldiği zaman sağlık sorunları başlamıştı. Kendisini iyi hissetmemesine rağmen müzikten asla vazgeçmedi. Daha çok çalışmaya başlamıştı. İki yıl içinde iki albüm daha çıkarmıştı. Turne programlarına katılmıştı. Turneye gideceği sabah evinin banyosunda baygın bulundu ve 42 yaşında vefat etti. Forest Hill mezarlığına annesinin yanına gömüldü.

Elvis Presley müziğe aşıktı ve müziğe olan inandı onu yıllarca ayakta tuttu. Bugün hala seçerek dinlediğimiz bir isim.

İlişkili İçerik
Müzik Dünyası

Müziğe Başlamak İçin En Doğru Müzik Aletleri

Müzik ruhun gıdasıdır. İnsanoğlu doğduğu ilk günden itibaren müziğe karşı duyarlıdır.
Devamını Oku
MüzikMüzik Dünyası

En İyi Rock Grupları

En çok dünya klasiği şarkı ve grup içeren müzik türü olan rock 1970’li yıllarda…
Devamını Oku
Müzik Dünyası

Dünyaca Ünlü Kadın Opera Sanatçıları

JESSYE NORMAN 15 Eylül 1945 yılında Amerika’da doğmuştur. Siyahi kadın opera…
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir