Müzik Dünyası

Batı Müziği Dönemleri

Bu yazımızda gelin birlikte Batı müziği dönemlerini inceleyelim; Klasik batı müziği, genellikle yüksek kültür seviyesi ile özdeşleştirilen, halk müziklerinden kesin olarak ayrılmış, ağırlıklı olarak Avrupa kökenli müzik türüdür. En önemli özelliği nedir diye soracak olursanız ise çok sesli olmasıdır.

Klasik Batı Müziği Dönemleri

Rönesans Dönemi (1450–1600)

İlk bestelerin ortaya çıktığı (çok sesli müziğe geçilen) dönem olarak adlandırılır. İlk olarak müzik, kilise çevrelerinde gelişmeye başlamıştır. Vokal müzik ise oldukça yaygındır. Bununla beraber ayrıca, basit çalgı toplulukları arasında yer alan konsortlar için de müzikler yazılmıştır bu dönemde. Dönemin ünlü bestecilerini saymak gerekirse; Johannes Ockeghem, Giovanni Pierluigi da Palestrina, Guillaume Dufay ve Carlo Gesualdo’dur.

Barok Dönem (1600–1750)

Rönesanstan farklı olarak Barok dönem, anlatım konusunda daha süslü bir anlatıma sahiptir. Dönemin en ünlüsü sayılan çalgı ise klavsendir. Klavsen hemen hemen her müzik türünde kullanılıyordu. (Çoğunluğu arka plan olarak). Barok Dönem de vokal müziğin dışında enstrümantal müzikte gelişmiştir. Süit ve Konçerto ise, Barok Dönem’in yaygın olarak bilinen iki orkestral beste türüdür. Bu dönemin ünlü bestecilerine gelin bir bakalım; Johann Sebastian Bach, Antonio Vivaldi, Georg Philipp Telemann ve George Frideric Handel’dir.

Klasik Dönem (1750–1820)

Bu dönemin Barok Dönem’den farkı, Klasik dönemdeki eserlerin Barok stildeki eserlerden daha yalın yani daha sade olmasıdır. Barok dönemin bitmesine sebep olan şeylerden biri de piyanonun icat edilmesidir. Bu döneme gelindiğinde önceden olan, her orkestrada klavyeli çalgı bulundurma zorunluluğu kalkmış, piyano orkestraya dahil olduğu zaman da solist görevi görmeye başlamıştır. Dönemi ötekileştiren bir başka şey ise senfoninin yaygınlaşmasıdır. Bu dönemin ünlü bestecileri ise; Joseph Haydn, Wolfgang Amadeus Mozart, Joseph Haydn, Christoph Willibald Gluck ve Muzio Clementi’dir.

Romantik Dönem (1820–1900)

Müziğin saray ve kilise egemenliğinin altından çıkarak halka yayıldığı, kalıplaşmış şeylerin ve belli başlı düzenin yok olarak yerine daha özgür ruhlu olan romantizmin geldiği dönem işte Romantik Dönem’dir. Romantik Dönem de kendi içinde 3 döneme ayrılır:

  1. Erken Romantik Dönem:

Romantik anlatının Klasik dönem içinde doğduğu, ilk dönem olarak adlandırılır. Erken Romantik dönemin lideri ise Ludwig van Beethoven olarak bilinir. Yine bu dönemin bir başka ünlü bestecileri de Carl Maria von Weber, Franz Schubert ve Gioacchino Rossini’dir.

  • Orta Romantik Dönem:

Romantizmin tüm Avrupa’ya hakim olduğu dönem olarak bilinir. İlk önderlik yapan kişide; programlı senfonisi Symphonie Fantastique ile Hector Berlioz olmuştur. Bu kişinin hemen ardından Felix Mendelssohn Bartholdy, Franz Liszt, Robert Schumann, Frederic Chopin, Niccolo Paganini, Johannes Brahms gelmiştir. Richard Wagner ve Giuseppe Verdi’nin opera alanındaki çalışmalarıyla birlikte de doruk noktaya ulaşmıştır.

  • Geç Romantik Dönem:

Müzik denetimlerinin “İtalya-Fransa- Almanya” üçgeninden çıktığı dönem olarak bilinir. Milliyetçilik akımının ortaya çıkması ile birlikte Aleksandr Borodin, Modest Musorgski, Mikhail Glinka, Nikolay Rimski-Korsakov, Peter İlyiç Çaykovski gibi, Rus; Antonin Dvorak, Bedrich Smetana gibi Çek; Jeana Sibeliusi, Edvardin Griege gibi İskandinav besteciler de klasik batı müziğine dahil olmuşlardır.

Modern Dönem (20. yüzyıl ve günümüz)

Modern dönemdeyken Romantizmi sürdürenler (Gustav Mahler, Richard Strauss, Sergey Rahmaninov, Edward Elgar) olduğu gibi müziğin genel kimliğini değiştiren asıl Modern besteciler (Maurice Ravel, Claude Debussy, Bela Bartok, Dimitri Şostakoviç, İgor Stravinski, Sergey Prokofiyev) kendilerine özgü bir stil geliştirmişlerdir. George Gershwin, caz müzik ile klasik müziği birleştiren besteciler arasında en ünlüsü olarak bilinir. Elektronik müzik akımını başlatan kişi ise Edgard Varèse’dir.

Arnold Schönberg ve öğrencileri Anton Webern ile Alban Berg atonal müzik akımının yaratıcısı ve bu akımın ileriye taşınmasını sağlayan kişiler olmuşlardır. Carl Orff, ilkel dönemlerin müzikleri ve metinlerini baştan canlandırarak modernize etmeyi başarmıştır. Bunun yanı sıra Türkiye’de çoksesli müziğin başlaması da bu dönemle kesişir. (Ahmet Adnan Saygun, Cemal Reşit Rey, Necil Kazım Akses) Günümüzde ise Arvo Pärt, Krzysztof Penderecki gibi besteciler de modern dönemi sürdürmektedirler.

Gelin Şimdi Bir de Klasik Batı Müziği Çalgılarılarına Bir Göz Atalım

Yaylı çalgılar

Yaylı çalgılar olmazsa olmazdır. Bir orkestranın en önemli öğesi olarak bilinirler. Yayla sürtündüğü zaman titreşen tellerden oluşan tahta çalgılar da diyebiliriz. Diğer bir ad olarak “keman ailesi” diyebiliriz.

Keman: Yaylı çalgıların en küçüğü olarak bilinir. Soprano ses verir.

Viyola: Kemandan biraz daha büyük, tınısı ise daha lirik bir çalgı aletidir. Alto ses verir.

Çello (Viyolonsel): Sesi insan sesine en yakın olan çalgı türü olarak bilinir. Bir ucunu yere dayandırarak çalınır. Tenor ses verir.

Kontrbas (veya sadece Bas): Yaylı çalgıların arasında boyut olarak en büyük olanıdır. Hatta boyu bir insan boyutuna kadar ulaşır. Bas ses verir.

Klavsen: Barok döneminin en önemli çalgısı olan Klavsen, klavyeli bir çalgı türüdür.

Avrupa’da yaylı çalgılar için “telli çalgılar” derler ve böylece bu aileye arp (harp) da eklenmiş olur. Arp, çok sayıda pedala ve tele sahip olan bir çalgıdır ve telleri parmakla çekilerek titreşmeden sesler doğar. Yine keman ailesinin diğer üyeleri de buna benzeyen bir biçimde çalınmaktadır.

Üflemeli Çalgılar

İçlerine üflendiğinde nefes ile birlikte titreşen çalgılardır. Üflemeli çalgılar iki gruba ayrılırlar: Bakır üflemeliler ve Tahta üflemeliler. Bu iki grup, çalgıların üretildikleri maddeye göre ayrılmaz, çalışma türlerine göre ayrılır.

Flüt: Bir tahta üflemelidir. 19. Yüzyıl zamanında tahtadan üretilirken, günümüzde metalden üretilmekte olan konser flütü (yanflüt), sakinleştirici ve tatlı bir ses çıkarır. Orkestralarda flütün dışında pikolo flüt de kullanılır. Pikolo’nun anlamı ise küçük’tür. Pikolo flüt, normal flüte göre daha kısa olmakla beraber daha ince bir ses çıkarır.

Klarnet: Tek kamışlı tahta üflemelilerden biridir. Yine 19. yüzyılda kullanılmaya başlamış olmakla birlikte, hafif boğuk ama parlak bir ses tonu çıkarır. Orkestralarda normal klarnetten daha kalın ses çıkaran basklarnet de kullanılır.

Saksofon: 20. yüzyıl zamanında klasik müzik eserlerinde yer alan tek kamışlı tahta üflemeli bir çalgıdır. Bir klarinet alt-türü olarakta adlandırılabilir.

Obua: Çift kamışlı tahta üflemeli bir çalgıdır. Barok dönemden günümüze kadar olan orkestraların en popüler çalgılarından biridir. Acıklı ve keskin bir sesi vardır. Orkestralarda obuanın dışında biraz daha fazla kalın ses çıkartan korangle (İngiliz kornosu) da kullanılır.

Fagot: Çift kamışlı tahta üflemeli çalgıdır. Kadifemsi ve gizemli bir ses tonu vardır. Orkestralarda fagotun dışında, normal fagottan bir oktav daha kalın ses tonu çıkarabilen kontrfagot da kullanılır.

Trompet: Pistonlu bakır üflemeli bir çalgıdır. Coşkulu ve güçlü bir sesi vardır.

Trombon: Sürgülü bakır üflemeli çalgıdır. Trompetten daha tok daha kalın bir ses çıkarır. Sesi biraz daha boğuktur.

Korno: Birden fazla yerinden bükülmüş oldukça uzun bir borudan oluşur. Dairesel bir şekli varken, boğuk bir sese sahiptir.

Tuba: En kalın sesli bakır üflemeli çalgılardan biridir. Kornonun daha büyüğü de denilebilir.

Kormen: En ince sesi çıkartan metal üflemeli çalgıdır.

Vurmalı Çalgılar (Perküsyon)

Baget, tokmak veya fırça gibi cisimlerle vurularak titreştirilen çalgı türleridir. Orkestranın en arka sırasında yer alırlar.

Timpani: Küçük orkestra davullarıdır. Yarım küre şeklindedirler. Çıkaracakları notalar, derileri gerilerek ayarlanabilir.

Zil: İki dairesel bakır levhadan oluşur, birbirlerine çarptırılarak ses çıkartılır.

Üçgen: Bir metal çubuğun üçgen şekli oluşturacak şekilde bükülmesiyle yapılır. Küçük bir sopayla vurularak kısa ve etkili bir çın sesi verir.

Kastanyet: İspanyol kökenli bir çalgı türüdür. İki küçük tahta parçasından oluşur, bunların birbirine vurulmasıyla da ses çıkarır.

Çıngırak: Metalden yapılmış konik biçimli bir çalgıdır. İçerisinde metalden küçük bir tokmak asılıdır, çıngırak sallandıkça koninin iç yüzeyine çarpmasıyla ses çıkartır.

Tef: Yuvarlak bir tahta kasnağın bir veya iki yanına deriden bir örtü geçirilerek yapılır ve parmak vuruşlarıyla çalınır. Her vuruşta, kasnaktaki küçük ziller ses çıkartır.

Trampet: Dairesel bir metal gövdenin iki tarafına gerilmiş deriden ve bir derinin hemen altındaki gerili kirişlerden oluşur. Baget ile vurulduğu zaman deriler kirişlerle titreşerek güçlü, keskin bir pat sesi çıkarır.

İlişkili İçerik
Müzik Dünyası

Müziğe Başlamak İçin En Doğru Müzik Aletleri

Müzik ruhun gıdasıdır. İnsanoğlu doğduğu ilk günden itibaren müziğe karşı duyarlıdır.
Devamını Oku
MüzikMüzik Dünyası

En İyi Rock Grupları

En çok dünya klasiği şarkı ve grup içeren müzik türü olan rock 1970’li yıllarda…
Devamını Oku
Müzik Dünyası

Dünyaca Ünlü Kadın Opera Sanatçıları

JESSYE NORMAN 15 Eylül 1945 yılında Amerika’da doğmuştur. Siyahi kadın opera…
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir