Şenlikli spor finallerini nasıl özledik ama değil mi? Geri dönüşlerin çılgın attığı müthiş kupa finalleri, yıldız oyuncuların ağırlıklarını koydukları unutulmaz spor anları… Şu sıralar tüm bunların hepsi birer iyi hatıradan ibaretler. Yalnızca futbol değil, tüm spor müsabakalarının iptal edildiği ve ne zaman tekrar başlayacağı bilinmiyorken, insanlık olarak şimdiden güzel ve çekişmeli spor müsabakalarını epey özledik. Ama aralarında ekseriyetle bir tanesi var ki… Şampiyonlar Liginden bahsediyorum. Tüm müsabakalarının arasında özellikle Avrupa Futbolunun en can alıcı noktası olan ve her sene heyecanla beklenen spor turnuvası yıllardan beri Şampiyonlar ligi oldu hep. Çünkü orası Şampiyonlar yarıştığı, finalde de o senenin en güçlü iki futbol takımının kozlarını paylaştığı müthiş bir futbol arenası. En unutulmaz Şampiyonlar Ligi Finalleri için yazımıza alalım, keyifli okumalar! 🙂
(2001-2002) Real Madrid 2-1 Bayer Leverkusen
Zidane’ın çılgın vole golünü hatırlar mısınız? Tarihin en unutulmaz kadrolarından biri olan 2002 Real Madrid’in kupaya uzandığı finalde, Carlos’un sol açıktan havalandırdığı topa ceza ayının sol kısmından müthiş bir voleyle vurarak topu çatala yollayarak takımına kupayı getiren Zidane, kupaya o sene damgasını vurmuştu. Bir daha benzerini kolay kolay göremeyeceğimiz oyun stiliyle bambaşka bir yıldız olan Zidane’ın hem müthiş performansı hem de benzersiz golüyle o sene Şampiyonlar Ligi’ni müzesine 9. kez götürmüştü Real Madrid.
(1993-1994) Milan 4 – 0 Barcelona
1994 yılı finali, birkaç noktadan tarihe geçmiş finaller arasında kendine yer buluyor. Milan’ın 4- 0 gibi net bir skorla kazandığı final, hala en farklı Şampiyonlar Ligi Finali skorlarından bir tanesi. Romario’lu, Guardiola’lı Barcelona’nın büyük hezimet yaşadığı finalde Milan’ın gollerini Massaro (2), Savicevic ve Desailly kaydetmişti. Ayrıca Desailly’nin 1993 senesinde Marsilya formasıyla bu kupayı kazandıktan sonra Milan formasıyla da kazanmasıyla üst üste Şampiyonlar Ligi kupasını kazanan ilk oyuncu olmasıyla da önemini koruyor.
(2013- 2014) Real Madrid 4-1 Atletico Madrid
Aynı şehrin iki takımına ev sahipliği yapan 2014 finali, bir Madrid derbisi olarak tarihe geçmişti. Üstün defans futbolu ile başarılı olan Atletico maçı 1-0 önde götürüyor ve Real Madrid aşılmaz Atletico defansını geçmeyi bir türlü başaramıyordu. Yalnızca 2 dakika daha direnmesi gereken Atletico, Madrid kaptanı Ramos’un golüne engel olamıyor ve uzatmalara giden maçta bir kez aştığı o zorlu defansı artık geçmekte zorlanmayan Madrid skoru 4-1’e getirerek kupaya uzanıyor ve 10. kez kupayı evine götürüyordu.
(2003-2004)FC Porto 3-0 Monaco
Jose Mourinho efsanesinin yazılmaya başladığı yıl olan 2003-2004 futbol senesi, Şampiyonlar Liginde büyük bir sürprize imza atarak o sene 2 tane sürpriz takımı finalde konuk etmişti. Mourinho’nun tüm dünyaya bir futbol hocasının bir takıma ne kadar etki edebileceğini gösterdiği ve parlak kariyerinin çıkış noktası olan maçta Porto, rakibi Monaco’yu sahadan sürklase ederek kupaya uzanmıştı. O sene, tüm favorilerin elenmesiyle belki çok da önemi kavranamayan bu final, yıllar sonra özlemle hatırlanacaktı.
(1998-1999)Manchester Utd. 2-1 Bayern Münih
Hala tarihin en dramatik birkaç final karşılaşmasından biri olan 98 99 finali, son bir kaç dakikasıyla üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala ‘’ulan ne maçtı be’’ dediğimiz finallerden biri olarak hafızamıza kazındı. İspanya’nın Barcelona kentinde, Nou Camp’ta oynanan maçta daha 6. dakikada ilk kanı döken Mario Basler, Free-Kick’ten takımı Bayern Munih’i 1-0 öne geçirmişti. Ardından topun bir o kalede bir bu kalede gidip geleceği maçta son iki dakikaya kadar gol sesi çıkmamıştı. Bayern taraftarlarının üzerinden yıllar geçse de düzelmeyecek kalp kırıklıklarından birine girdiğimiz 90+1’de önce kornerde yaşanan karambolde buluştuğu topu ağlara yollayan Teddy Sheringham skora eşitliği getiriyor ardından Bekcham’ın ortaladığı korner atışında bir anda kale önünde boş bir şekilde topla buluşan Solskjaer’in 90+3’te skoru 2-1’e getirerek, Manchester United adına Şampiyonlar Lig’inin imkansız geri dönüşlerinden bir tanesine imza atıyordu.
(1961-1962)Benfica 5-2 Real Madrid
Yine üzerinden yıllar geçse de kolay kolay unutulmayan bir final karşılaşması. O dönemde kupanın en ağır iki favorisi olan Benfica ve Real Madrid, 1962 yılında Hollanda’nın Amsterdam şehrinde karşıya karşıya gelmişlerdi. Her şey Real Madrid için mükemmel başlamış, 61 yılında kupaya uzanan Benfica karşısında 2-0 öne geçmişti bile. Ancak maçın ilerleyen dakikalarında inanılmaz bir geri dönüşe imza atan Benfica, maçın sonunda 5-2’lik skorla kupaya bir kez daha uzanmıştı. Ancak bu zaferden sonra yönetimle anlaşmazlığa düşen ve takımdan ayrılan antrenör Bela Guttmann ‘’Benfica 100 yıl daha Avrupa şampiyonu olamaz!’’ sözlerini sarf edecek ve bu sözleriyle ‘Guttmann Laneti’ olarak tarihe geçecekti…
(1996-1997)Borussia Dortmund 3-1 Juventus
3 kere üst üste final oynayan ve o dönemin en dominant takımı olan Juventus 96-97 yılfinalinin ağır favorisiydi. Hem oynadıkları futbolla göz dolduruyorlardı hem de yıldızlarıyla rakip takımların korkulu rüyası konumdaydılar. Ancak tarih sürprizlere sever ve 97 yılının finalinde büyük bir sürprize imza atan Alman temsilcisi Borussia Dortmund 3-1’lik skorla kupaya uzanarak adını tarihe yazdırdı
(2007- 2008) Manchester United 1-1 Chelsea (penaltılarla United)
2008 yılında Moskova, son yılların en unutulmaz final karşılaşmalarından birine ev sahipliği yapmıştı. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur, Drogba’nın kırmızı kartı ve dramatik penaltı atışları… Normal süresi C.Ronaldo ve Lampard tarafından atılan karşılıklı gollerle 1-1 biten maçta seri penaltı atışlarına geçildi. Önce Ronaldo kaçıracak ve son penaltıya gelindiğinde topun başına gelen Chelsea kaptanı John Terry kupaya uzanmak için tek ihtiyaçları gole çevrilmesi gereken penaltı atışında ayakları kayarak yere düşerek topu direğe nişanlayacaktı. Kaçırdığı penaltı atışı sonrası gözyaşlarına hakim olamayan Terry sonrası Chealse tarafında Nicolas Anelka’nın penaltı atışını kurtaran United kalecisi Van der Sar, maçın yıldızı haline gelecekti ve dramatik finallerin takımı United bir kez daha kupaya uzacanaktı.
(2004-2005)Liverpool 3-3 Milan(Penaltılarla Liverpool)
Tüm spor müsabakaları arasında gelmiş geçmiş en iyi finallerden biri. Liverpool taraftarının kalbinde özel bir yeri olan İstanbul, 2005 yılında çılgın bir kupa 1 finaline ev sahipliği yapmıştı. Henüz ilk yarı bitmeden skor 3-0 Milan lehineydi. Liverpool taraftarları dahi kupaya ulaşamayacaklarını biliyorlar ama yine de Atatürk Olimpiyat Stadı you will never walk alone tezahüratları ile inliyordu. Kadro olarak ciddi uçurum olan 2 takım arasında 2. yarı başladığında da acımasız Milan atakları farkın açılacağını gösteriyordu. Ancak Liverpool, Gerrard’ın kafa golüyle önce farkı ikiye ardından 2 dakika sonra Smicer’ın uzaktan golüyle de farkı bire indirdiğinde Milan şoka girmişti. Dakikalar 60’ı gösterdiğinde ise penaltı kazanan Liverpool mucize kelimesinin futboldaki karşılığı haline gelmişti. Skor 3-3’tü ve Milan’ın kaçırdığı gol pozisyonları maçın dramatikliğini bir tık daha üste taşıyordu. Nitekim penaltı atışlarına giden maçı, Andriy Shevchenko’nun kaçırdığı penaltı sonucunda Liverpool kazanıyor ve bir mucizeye imza atarak 2005 yılının Şampiyon Ligi kupasını müzesine götürüyordu.
