Galatasaray – Fenerbahçe 4 Mayıs 1989
Ligin veremediği galibiyeti Türkiye Kupası’nda arayan takımlar her zaman kupa maçlarını önemsemiştir öyle ki 4 büyükler bile bu kupaya en az diğer takımlar kadar önem vermiştir. 4 Mayıs 1989 tarihinde oynanan Türkiye Kupası çeyrek final rövanş maçında seyircileri şok eden futbolun izleri hala silinemiyor. Tanju Çolak’ın 3 golüyle öne geçen Galatasaray ilk yarıyı mutlu kapatmıştır. İkinci yarıda Aykut Kocaman’ın iğne deliğinden attığı gölle başlayan Fenerbahçe yeniden umutlanmıştır. Rıdvan Dilmen’in üç asisti ve Hasan Vezir’in üç golüyle skoru 4-3’e taşıyan Fenerbahçe Ligde 103 gol attıkları sezonu bir de bu maçla tescillendirerek galibiyeti elde etmiştir.
Fenerbahçe – Gaziantepspor 21 Nisan 2001
Türkiye liginin efsane sezonlarından 2000 – 2001 sezonunda ligin bitimine 6 hafta kala İstanbulda ilk yarıdaki 3 – 0’lık galibiyeti ile şampiyonluk şarkıları söylemeye başlayan Gaziantepspor taraftarları bu maçta hiç ummadık olaylar yaşayacaktı. İkinci yarı başlamadan soyunma odasında büyük hırslarla hazırlanan Fenerbahçe’li oyuncular Teknik direktör Mustafa Denizli’nin Rapaic’i sahaya sürerek tüm riskleri alması ile tüm dengeleri değiştirdi. Biri müthiş biri slalom olmak üzere iki harika gol atıp Fenerbahçe’yi 4-3 galibiyet taşıyan Rapaic hocasının güvenini boşa çıkarmadı ve sahadan 4 – 3’lük galibiyetle ayrılan Fenerbahçe Şampiyonluk yolunda bir adım daha attı.
Fenerbahçe – Galatasaray 14 Haziran 1959
Türkiye Ligi’nin Milli Lig ismini taşıdığı sponsorların bile olmadığı günümüzdeki futbol piyasasından tamamen farklı 1959 yılında şubat ayında başlayarak iki farklı grupla oynanan ligde iki grup şampiyonu iki farklı final müsabakasında karşılaşıyordu. İlk maçta Metin Oktay’ın ağları yırtan golü ile karşılaşmayı 1 – 0 kazanan Galatasaray rövanşta kendilerini bekleyen Fenerbahçe’den habersiz maça çıkmıştı. Halit Kıvanç’ın radyodan naklettiği rövanşta “Fenerbahçe rakibine nefes aldırmadı” sözleri ile özetlenen maç, Fenerbahçe’nin ilk yarıda iki ve ikinci yarıda iki gölü ile 4 – 0’lık skorla sonuçlanmıştır.
Beşiktaş – Galatasaray 6 Kasım 1955
Henüz Türkiye Ligi’nin kurulmadığı efsane maçlardan biri olan kalecileri ağlatan efsane maç 6 Kasım 1955 tarihinde Beşiktaş ve Galatasaray arasında şimdiki ismi İnönü stadyumu olan Mithatpaşa Stadyumu’nda oynanmıştır. Birçok geri dönüşün yaşandığı maçta 2 – 0 öne geçen Galatasaray ilk devreyi 2 – 2’lik skorla kapatıyor. Maçı kazanmak isteyen Galatasaray tekrardan maça yüklenerek skoru 4 – 2’ye getiriyor ancak Beşiktaş pes etmeyerek son 13 dakikada üç gol birden bulup sahadan galip ayrılıyor. Efsane maçın hafızalardan silinmeyen bir diğer karesi de, Beşiktaş kalecisi Bülent Gürbüz ile Galatasaray kalecisi Turgay Şeren’in maç sonunda yedikleri göllerin üzüntüsü ile hüngür hüngür ağlamasıdır.
Trabzonspor – Bursaspor 29 Nisan 1992
Yine bir Türkiye Kupası mücadelesinde karşı karşıya gelen Karadeniz temsilcisi ve Bursaspor 29 Nisan 1992’de oynadıkları maçla seyircilere unutulmaz anlar yaşattılar. İlk maçı Bursaspor’un 3 – 0 kazanması sebebi ile maçın önemi daha da artarken Trabzonsporlu taraftarlar ve oyuncular ise bu maçı kazanarak ilk maçın rövanşında intikamını almak istiyordu.
Maça tur umuduyla çıkan Karadeniz temsilcisi maçın ilk dakikalarında Hami’nin serbest vuruşu ile öne geçerek tribünlerde büyük sevince yol açmıştır. Ancak 15. dakikada Bursasporlu Vedat’ın golü tüm tribünleri susturmuş ve büyük hayal kırıklığına yol açmıştır. Bursaspor teknik direktörü Yılmaz Vural’ın cezası nedeniyle tribünden telsizle taktik verdiği maçta skor 1-1’e gelince bile oyunu bırakmayan Karadeniz temsilcisi sonuncusu bitime 7 dakika kala olmak üzere gerekli 4 golü atıp kupayı kazandı.
Galatasaray – Fenerbahçe 4 Mayıs 1989
Ligin veremediği galibiyeti Türkiye Kupası’nda arayan takımlar her zaman kupa maçlarını önemsemiştir öyle ki 4 büyükler bile bu kupaya en az diğer takımlar kadar önem vermiştir. 4 Mayıs 1989 tarihinde oynanan Türkiye Kupası çeyrek final rövanş maçında seyircileri şok eden futbolun izleri hala silinemiyor. Tanju Çolak’ın 3 golüyle öne geçen Galatasaray ilk yarıyı mutlu kapatmıştır. İkinci yarıda Aykut Kocaman’ın iğne deliğinden attığı gölle başlayan Fenerbahçe yeniden umutlanmıştır. Rıdvan Dilmen’in üç asisti ve Hasan Vezir’in üç golüyle skoru 4-3’e taşıyan Fenerbahçe Ligde 103 gol attıkları sezonu bir de bu maçla tescillendirerek galibiyeti elde etmiştir.
Galatasaray – Arsenal 17 Mayıs 2000
Türk futbolunda birçok ilkin yaşandığı 7 Mayıs 2000’de bir Türk takımı ilk kez Avrupa kupalarında final oynadı. Maç öncesinde de saha dışında birçok olaylar yaşanan kupa finalinden bir gece önce Türk ve İngiliz taraftarlar arasında çıkan olaylardan sonra maça saatler kala Kopenhag’ın ünlü Tivoli Meydanı yine savaş alanına dönmüştü. Yaşanan olaylarla birlikte daha maç başlamadan alevlenen taraftarlar başın başlama düdüğü ile hareketlenmeye başlamışlardı. Maçın uzatmalara gitmesi ve Hagi’nin oyundan atılması Galatasaray taraftarları için umut kapısını kapatmış gibi görünse de uzatma dakikalarının bitmesi ile penaltılara gidilen maçın galibi ve Uefa Kupası sahibi 4-1’lik skorla Galatasaray olmuştur.
Galatasaray – Neuchatel 9 Kasım 1988
Türk futbolunun Avrupa tellerinde pek sesinin çıkmadığı 1988 yıllarında, ilk maçı 3-0 kaybeden Galatasaray Şampiyon Kulüpler Kupası’nda rövanşa çıkıyordu. Avrupa’da başarılara aç olduğumuz dönemde Mustafa Denizli’nin “Yüzde 51 favoriyiz” sözü ile tüm Türkiye tura inanmıştı. İnanarak sahaya çıkan Galatasaray Tanju Çolak’ın 3 ve Uğur Tütüneker’in 2 golüyle sahadan 5 – 0 galip ayrıldı fakat maç sırasında yan hakem Bourgedis ve Xamax’lı Kunz bozuk paralarla yaralanınca UEFA aldığı şikayet nedeni ile skoru iptal etse de tahkim kurulu sonucu beşe karşı sıfır oylu teyit etti. Ve Galatasaray maçı hem sahada hem masada kazanmış oldu.
Sevilla – Fenerbahçe 4 Mart 2008
En son 2008 – 2009 sezonunda Şampiyonlar Ligi serüveni yaşayan Fenerbahçe inkar edilemez ki o sezon Inter, PSV, CSKA derken sonunda Sevilla karşısında çıktığı çeyrek final müsabakasında elinden geleni yaparak hakkıyla ulaştığı çeyrek finalden yenik olarak ayrılmıştı. İstanbul’da ki ilk maçta 3 – 2 ‘lik skorla taraftarlarını sevindiren Fenerbahçe, Estadio Ramón Sánchez Pizjuán stadyumunda 9 dakikada iki gol yiyince şoka uğradı. Geçirdiği şoku kısa sürede atlatan Fenerbahçe David ile skoru 3-2’ye getirdi. Maç içinde yediği hatalı goller ile akıllara gelen Volkan Demirel;
“Son kurtarıştaki beş saniyelik bekleme için beş yıl gibi geldi” sözü ile art arda çıkardığı 3 seri penaltı ile takımını çeyrek finale taşımıştı.
Galatasaray – Real Madrid 25 Ağustos 2000
Sadece Galatasaray taraftarı değil tüm Türk futbol severleri hatta futbolla uzaktan yakından alakası olmayan vatandaşların bile yüzünü güldüren efsane 2000 yılı UEFA Süper Kupa finali Türk futbolundaki yeri tartışılamaz maçlardan biridir. Galatasaray’ın üç ay önce kazandığı UEFA Kupasının ardından kazandığı bu başarı ile ilk kez Avrupa’da büyük kupa kazanan Türk takımı ikinci kez Avrupa’da büyük bir kupa kazanmıştır.
Fransa’nın Monaco şehrinde Stade Louis II stadyumunda oynanan maçta Hakan Sükür’ün olmaması sahadaki umut ışığını Brezilyalı Mario Jardel’in ellerine bırakmıştı. UEFA zaferinden tam 100 gün sonra oynanan maçta Galatasaray’ın penaltıdan bulduğu golde ilk yarıyı 1 – 0 kapatması taraftarların içinde büyük sevinç uyandırırken ikinci yarıdaki rekabet için hala korkular devam ediyordu. Dakika 78’e geldiğinde elle oynama sebebi ile Real Madrid’in penaltı kazanması büyük hayal kırıklığı olmuştu skor artık 1 – 1’di. Maçın normal süresinin berabere sonuçlanması uzatmalara gidilmesini gerektiriyordu. 90 dakikanın yorgunluğu ile sahaya çıkan oyuncular tam taraftarları umutsuzluğa kapılmışken umut ışığı Mario Jardel’in uzatma devresinin 12. dakikasında attığı golle yeniden sevinç ve mutluluk yaşıyordu UEFA Süper Kupası artık Galatasaray’ındı.
Galatasaray – Monaco 15 Mart 1989
‘Hem masada hem sahada kazandık’ sloganı ile alınan Neuchatel zaferinin ardından yarı final hazırlıklarına devam eden Galatasaray kurada çıkacak olan muhtemel rakipleri karşısında telaşlanmıyor değildi. Kurada Real Madrid, PSV Eindhoven, Göteborg, Monaco, Steaua Bükreş, Werder Bremen ve Milan arasından bahtına Monaco çıkan Galatasaray Neuchatel maçının ardından aldığı ceza nedeni ile maçı Türkiye’de oynayamadı. Ardından maç için en uygun yer olarak Almanya’nı Köln şehri seçilmiş ve tribünler 60 bin Türk ile dolmuştu.
Gözlerin günümüzde Rhein Energie adıyla bildiğimiz Müngersdorfer stadyumuna çevrildiği maçta ilk yarı gölsüz sonuçlanmıştı. Tüm takımın mücadelesi ile beraber Tanju Çolak’da büyük çaba ile gol ararken Monaco ceza sahasına doğru hareketlendiği sırada Valery’nin müdahalesiyle yerde kalarak takımına serbest vuruş kazandırdı. Kaleye 35 metre mesafeden topun başına geçen Prekazi Monaco kalecisi Ettori’yi avlayarak topu ağlara göndermişti. Tribünlerin coştuğu spikerlerin “Ağlamak İstiyorum” sözleri ile bilinen maç 65. dakikada Monaco’nun attığı gol ile 1 – 1’lik skorla berabere bitmişti.
