Filmin orijinal adı The Pianist’tir. Film, Wladyslaw Szpilman’ın gerçek yaşam öyküsünü anlatıyor. 2. Dünya savaşının başlarında yaşanan Polonya’nın Alman işgalinde gelişen olaylarla başlıyor. Polonya’nın en başarılı piyanisti olan Szpilman, ailesi ile birlikte yaşadığı Nazi işgalinden sonra hayata tekrar tutundukları yaşamlarını ve savaşın sonuna kadar devam eden süreci konu alıyor.
Szpilman, Varşova Radyosun da yayın yaptığı sırada, bina Nazi’ler tarafından bombalanmıştır. Szpilman bina bombalandığı sırada, piyanosunu çalmaya devam etmiş ve Varşova Radyosu’n da yayın yapan son kişi olarak tarihe geçmiştir. Szpilman, annesi, babası, kız kardeşleri ve erkek kardeşi ile birlikte aynı evde yaşamıştır. Nazi’ler birçok yeri bombaladıktan sonra şehir tanınmaz hale gelmiştir. Szpilman, Varşova Radyosu’n dan sağ kurtulmuş ve evine dönmüştür. Bir süre sonra İngiltere ve Fransa savaşa girmiştir. Aile İngiltere ve Fransa’nın savaşa girmesinden umutlanmış ve bu savaşın son bulacağına inanmıştır. Ancak savaşın yeni başladığını daha sonra farketmişlerdir. Savaş sırasında Yahudilere yemekhaneler, kafeler yasaklanmış ve bir çok yerde dışlanmaya başlanmışlardır.
Hayat mücadelesi veren ve kurtulmaya çalışan binlerce insanın hayat hikayesini anlatan film, Szpilman ve ailesi üzerinden anlatılmaya çalışılmıştır. İkinci Dünya Savaşı başlarında yaşanmaya başlanan savaşta Wladyslaw Szpilman 27 yaşındadır. Bu sırada Polonya’nın en yetenekli ve parlak piyanistleri arasında gösteriliyordu. Savaş sırasında kendisine ve erkek kardeşine Yahudi polisi olması teklif edilmiş ancak Szpilman bunu reddetmiştir. Erkek kardeşi Szpilman’a hiç benzemiyordu. Oldukça asi bir gençti. Yahudi polisi olmayı reddettikleri için ailesi ile birlikte esir kampına götürülmek için yakalandılar. Trene bindirilecekleri sırada, Wladyslaw Szpilman kaçmayı başarmıştır. Tren ondan uzaklaşırken, ailesinin esir kampına götürüldüğüne büyük üzüntü yaşamış ve bundan sonraki hayatını saklanarak şekillendirmeye başlayacaktır.
Şehrin bir bölümü Yahudilere ayrılmıştı, ancak kısa zaman sonra, Yahudiler toplama kamplarına götürülmeye başlanmıştı. Wladyslaw Szpilman kampa girmekten son anda kurtulmuştu. Hayatını sürdürebilmesi için çalışmaya başlamıştır. Ancak savaş hemen hemen tüm kenti sarmıştı. Çalışmak ve para kazanmakta güçlük çekmeye başlamıştır. Filmin bundan sonraki bölümünde yaşadığı tüm eziyetler ve insanların nasıl öldürüldüğü, nasıl esir kamplarına götürüldüğü anlatılmaktadır. Şehir bombalanmaya devam ederken, tarihler gerçekler ortaya çıkıyor. Binlerce ceset, gaz odaları, insan fırınları ve 400.000 kişiye yakın Yahudi. Piyanist Wladyslaw Szpilman saklambaça dönen hayatında birçok kez ölümden kurtuluyor. Kendisine saklanacak bir ev bulduğunda çok açtır ve açlıktan ölecek hale geliyor.
Savaşın bitmesine yakın bir zamanda saklandığı evde Alman askerleri tarafından bulunuyor. Alman askerleri piyanist Szpilman’ı öldürmek yerine serbest bırakıyor. Aç ve çok üşümüş olan Szpilman’a Alman askeri paltosunu veriyor. Çok üşümüş olduğu için Alman askerinin paltosunu giyip sokağa çıktığı sırada, yanlış anlama sonucu Polonyalılar tarafından vuruluyor.
‘Ben Yahudiyim’ diye seslendiği sırada, Polonyalılar ‘Neden Alman Paltosu giydin’ diye soruyorlar. ‘Çünkü Üşüyorum’ diye cevap veren Wladyslaw Szpilman’nın tüm çaresizliği ve tükenmişliğini bir kez daha gözler önüne koyuyor.
Başrol oyuncusu olan ve Wladyslaw Szpilman’ı canlandıran Adrien Brody,film çekildiği yıllarda 29 yaşındaydı. En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazanmıştır. En genç oyuncu olarak da tarihe geçmiştir. Adrien Brody, Wladyslaw Szpilman rolü için tam 14 kilo vermiştir. Profesyonel oyunculuğunu yansıtabilmek için, kaybolmuşluk hissini yaşamak istedi ve bir müddet yaşadığı eve girmedi.Televizyon izlemek istemedi ve kısa zaman içerisinde piyano çalmayı öğrendi.
Wladyslaw Szpilman oynayacak oyuncu için Londra’dan 1500’den fazla oyuncu çağırıldı. Polanski, çağırılan oyuncuların hiçbirinden memnun kalmadı. Daha sonra film çekimlerinde karşılaştığı Adrien Brody’in bu rol için ideal olduğuna karar verdi. Wladyslaw Szpilman, savaş sırasında Varşova gettosundaki Nazi rejimini anlatan kitap çok kısa bir süre yayınlandı ve daha sonra kaldırılmıştır.
Film, 2002 yılında, En iyi erkek oyuncu Akademi Ödülü, 2002 yılında, En iyi Yönetmen Akademi Ödülü, 2002 yılında, En İyi Uyarlama Senaryo Akademi Ödülü, 2002 Cannes Film Festivali Büyük Ödülü, 2002 Bafta En İyi Film Ödülü ve 2002 yılında Bafta En İyi Yönetmen Ödülünü almıştır.
Roman Polanski’nin yönetmenliğini yaptığı filmde, Adrien Brody, Thomas Kretschmann,Emilia Fox, Ed Stoppard, Frank Finlay, Ronan Vibert, Maureen Lipman, Valentine Pelka gibi isimler rol almıştır.
Başrol oyuncusu olan Adrien Brody, 1973 yılında doğmuştur. Amerikalı oyuncu, Akademi Ödülüne sahip oyuncudur. Aynı zamanda En iyi Erkek Oyuncu dalında Oscar ödülünü almıştır. Oscar ödülünü en genç yaşta alan aktör unvanına sahiptir. Büyük bir hip-hop hayranlığı vardır. Tarih profesörü ve ressam olan elliot Brody ve ünlü fotoğraf muhabiri Sylvia Plachy’nin çocuklarıdır. Adrien Brody henüz çocuk yaşlarında bile aktör olmayı hedeflemişti. Arkadaşları ile birlikte eğlenirken, The Amazing Adrien adıyla sihir gösterileri yapardı. Annesi bu yeteneği görmüş ve bu alanda onu geliştirmek istemiştir. American Academy Of Dramatic Arts’da çocukları eğlendirmek için adına programlara katıldı. Daha sonra, New York’ta Fiorello H. La Guardia High School Of Music ve Art And Performing Arts’da oyunculuk eğitimi almaya başladı. Birçok filmde rol alan sanatçıya dünya genelinde büyük bir şöhret ve ödül kazandıran film Roman Polanski’nin The Pianist (Piyanist) filmi oldu.
Cesur ve maceraperest hayatıyla dikkat çeken, Adrien Brody, duvarların üzerinde gösteriler yapardı. Bu gösteriler sırasında birkaç kez burnu kırılmıştır. Motosiklet kazasında da ciddi derecede kırıkları olmuş ve iyileşmesi zaman almıştır.
Başta, Piyanist, King Kong, Kopma, Predators, Büyük Budapeşte Oteli, Deney, Küs kardeşler Limited Şirketi, Aşkın Müziği, Çıldırış, Bir Matador Metresi, Manhattan Night, Bullet Head, Dragon Blade, Köy, The French Dispatch, Paris’te Gece Yarısı, American Heist, Yaman Tilki, İnce Kırmızı Hat, Tuzak, Third Person, Backtrack, Bloom Kardeşler, Septembers Of Shiraz, Hollywood Ülkesi, Sam’in Yazı, High School, Air Strike, giallo, Angels İn The Outfield, Ekmek ve Güller, Sahtekar, Mermi, Ölümcül Arzular, Yi Jiu Si Er, El Tanto, Gençlik Yılları, The Last Time I Committed Suicide Come Together : A Fashion Picture İn Motion, Sessiz Aşık, Zor Hayatlar, İnaPPropriate Comedy, Gerdanlık, Stone Barn Castle, Hapishane Kaçkınları, Umut Çiçekleri, Blonde, Who Will Write Our History Restoran, Empreror gibi filmlerde rol almıştır.
