Sinema Haberleri

Star Wars nedir, neden kıymetlidir?

Sene 1977… Henüz sinemada görsel efekt diye bir şey yok. Sinemaya fantezi evren diye bir şey bile eklenmemiş o zamanlar. Star Wars adında bir film çıkıyor, George Lucas diye bir adam ‘Tao’ felsefesinden yola çıkarak bir şeyler yapmış. Florasandan ışın kılıcı diye bir şey var ciuv ciuv sesler çıkartıyor, film uzayda geçiyor, gezegenler, asiler ve imparatorlu var… Bir de baş karakter Luke Skywalker’ın ufka bakıp gördüğü iki adet güneş… Geri kalan? Gerisini senin hayal gücüne bırakıyor George. Diyor ki, o ufuktaki iki güneş işte Star Wars ve uçsuz bucaksız evreni. Hayal et gerisini.

Star Wars’un kıymetini bizim jenerasyon anlayamaz. ‘’Neymiş bu Star Wars?’’ dedikten sonra karşısına 1977’de çekilmiş, florasandan kılıç sallayan iki üç adamın kapışmasını görür ve ‘’meh buymuş demek ki’’ diyebilir. Ancak Star Wars zamanı değiştiren, sinemaya zenginlik katan ve 1977’den bu yana tarihin en büyük markalarından biri haline gelmiş bir dünyadır. Star Wars’un kıymeti Tatoonie’den baktığında gördüğün iki güneştir ancak sonrasında onlarca çizgi filmi, onlarca oyun, oyuncak, çizgi romanlar ve sinema filmleri çekilen o eşsiz bucaksız dünyasıdır.

Bugün 4 Mayıs. Yani 4th May. Yani Star Wars’un mühür sloganı ‘’May the force be with you’’nun ufak bir kelime oyunuyla 4 Mayısa evrilip tüm dünyada Star Wars bayramı olarak kutlandığı gün. Bugün konumuz Star Wars’un kıymeti , Star Wars evreni, birbirinden karışık kronolojiye sahip tüm serinin hangi sırayla izlenmesi gerektiği, oyunları biraz ucundan da televizyon yapımları. Filmlerden başlayalım.

Star Wars’un ilk filmi A New Hope, görece küçük ölçekli bir film. Tam olarak ‘kahramanın yolculuğu’ konseptini işleyen, kötülüğe karşı ufak bir umudun yeşermesini anlatan bir üçlemin ilk ayağı. Bu küçük ölçek beklentisi önemli zira Star Wars evreniyle alakalı ilk yapımdır A New Hope. Ve yapım tarihi 1977 olması itibariyle beklentiler e bu yönde olmalı.

Star Wars temelde ‘güç’ adında bir kavramdan yola çıkar. İngilizce tabiri Force olan bu tema, Star Wars’un ana etmenidir. Güç Tao felsefesindeki ‘yol’dur aslında. Hangi yolu beslersen o taraf güçlenir. Güç Star Wars filmlerinde herkesin içinde olan bir şey değildir, belli başlı kişilerde bulunur. Bu gücü iyi yönde barışı ve huzuru kullanmak için beslersen Jedi olursun, güç kavramına biraz daha güç katmak, hırsınla hareket etmek ve yıkıcı bir güç haline gelmek istersen Sith olursun. Star Wars’un en ünlü karakteri Darth Vader çok güçlü bir Sith’tir mesela. Luke Skywalker’da güçlü bir Jedi’dır.


Toplam 3 ana üçlemeden, 9 filmden oluşan Star Wars biraz karmaşık kronolojisiyle kafa karıştırıcıdır. 1970 ve 80’lerde çekilen orijial üçleme, 2000’lerin başındaki prequel(yani ana hikayenin öncesini anlatan) üçleme ve son olarak 2015-2019 arası çekilen sequel(ana hikayenin devamı niteliğinde) üçlemeye sahiptir. Genel olarak Disney’in yaptığı Sequel üçleme sevilemedi, zamanında prequel üçleme de pek sevilmemişti ancak kıymeti daha sonra anlaşıldı. Film kalitesi olarak çok üstün işler olmayan bu yapımlar Star Wars’un en büyük handikapı durumundalar. Uçsuz bucaksız kocaman bir evren ancak filmlerin kalitesi ‘meh’ seviyesinde. Bu sözlerim orijinal üçleme için geçerli değil, belirtmeden geçmeyeyim.
Peki izleme sırası? Genelde 4-5-6-1-2-3 olarak sıralanır, ki bu hikayenin krolonojik sıralamasıdır. Ancak kişisel görüşüm çekilme sırasına göre izlenmesidir. İzlerken heyecanlanmak ve şaşırmak isteyenler 1- star wars ıv: a new hope – 1977 2- star wars v: the empire strikes back – 1980 3- star wars vı: return of the jedi – 1983 4- star wars ı: the phantom menace – 1999 5- star wars ıı: attack of the clones – 2002 6- star wars ııı: revenge of the sith – 2005 ve sequel üçleme en son olarak.

Son üçlemeyi son sıraya koyduğunuz sürece bir sıkıntı olmayacaktır kısaca. Prequel üçleme biraz daha politiktir ve Revenge of the Sith, yıllar geçtikçe değeri biraz daha anlaşılan müthiş bir filmdir. Çoğu kişinin aksine benim tüm serideki favori filmim olan Revenge of the Sith, tüm Star Wars külliyatının en dramatik sahnelerine sahiptir. Orijinal üçleme daha çok sevilir genel olarak ancak son çekilen sequel üçleme biraz üvey evlat muamelesi görür. Bunun bir çok sebebi var, genel olarak üçleme pek tatmin edici bir şekilde başlamadı ve maalesef tatmin edici bir şekilde de bitemedi. Sırtını biraz nostaljiye dayadı, yeni şeyler katmak isterken serinin hayranlarını çok kızdırdı final olarak da hiç risk almadan ‘meh’ bir final yaptı. Kısaca Disney son 3 filmi biraz eline yüzüne bulaştırdı. Ancak Disney’in ana seriden farklı 2 adet de ara filmi bulunmakta. Rogue One ve Han Solo’unun gençliğini anlatan Solo filmleri. Solo yaşadığı prodüksiyönel sorunlardan dolayı pek başarılı olamasa da özellikle Rogue One, anlattıığı hikayenin bağımsızlığından kaynaklı son derece başarılı bir filmdir.

Filmleri geçtik bir de televizyon yapımları var bu işin. 2019’da çıkan ve 2019’un belki de en iyi bir kaç televizyon dizisinden biri olan The Mandalorian, Star Wars evreninde bir ödül avcısının başından geçenleri anlatan 10 bölümlük müthiş bir dizi. 2. ve 3. şimdiden onaylanan dizinin kıymeti, arkasında ekseriyetle çok yetenekli yönetmenlerin bulunmasından kaynaklı. Evrene biraz ilginiz varsa zaten çok seveceksiniz ancak olmasa bile iyi hikaye anlatımı ve sinematografisi ile sevebileceğiniz bir yapım The Mandalorian.

Mando dışında Clone Wars adında, prequel üçleme zamanını farklı bir bakış açısı ile anlatan bir animasyon dizisi de bulunmakta. Bu tarz animasyonlardan hoşlananlar için biçilmiş kaftan olup üzerine bol bol Star Wars teması isteyenler için müthiş bir yapım.

Sequel üçlemenin görece başarısızlığı sonrası Disney’in hazırlıklarına başladığı yeni bir seri var. Eski Cumhuriyet adındaki bu zaman dilimi, standart hikayenin geçtiği zamandan binlerce yıl öncesinde geçmektedir. Benim kişisel olarak tüm Star Wars külliyatında favori zaman dilimim olan bu dönemdeki hikayeler daha tatmin edici, daha genele yaygın ve daha olgun hikayeler içermektedir. Star Wars Kotor ve Star Wars The Old Republic adında bir de MMO’su bulunan Eski Cumhuriyet zamanlarını nasıl beyazperdeye aktarıcaklar çok merak ediyorum doğrusu.

Star Wars’un bir de Disney durumu var. Disney 2000’lerin ortasında Star Wars’u, Star Wars’un yaratıcısı olan George Lucas’tan satın aldı. Ve filmlerinde yaratıcı kısımlardan George Lucas’ı çıkardı. Son çekilen üçlemenin görece başarısızlığının kaynağı da artık George Lucas’ın yaratıcı beyin olarak bulunmaması gösterilir.

1977’den bu yana tarihin en büyük sinema markalarından birinin kısa hikayesi, ortaya koyulan materyaller ve evrene giriş için tavsiyelerim bu kadar. Bugün 4 Mayıs hatrına A New Hope ile tüm evrene sağlam bir giriş yapabilirsiniz. Gerisi sizlere kalmış. : )

May the 4th be with you!

İlişkili İçerik
Sinema Haberleri

Bradley Cooper'ın başrolünde yer aldığı ve yönettiği Maestro'dan ilk görseller yayınlandı

A star is a born ile ilk yönetmenlik deneyimine imza atan Bradley Cooper, yeni filmi Maestro ile…
Devamını Oku
Sinema Haberleri

Ata Demirer'in yeni filmi Bursa Bülbülü'nün çekimleri başladı

Ata Demirer’in senaryosunu kaleme alıp başrolünde yer alacağı Bursa Bülbülü’nün…
Devamını Oku
Sinema Haberleri

Idris Elba'lı Beast Filmi Geliyor!

Ünlü oyuncu Idris Elba’nın başrolünde yer aldığı, Güney Afrika savanalarında bir…
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir