Kuruluş ve Yükseliş
Müzikal yolculuğuna 1981’de başlayan Metallica ilk albümlerini çıkardıklarında 18 yaşlarında 4 genç delikanlıdan oluşuyordu. Solist ve ritim gitarist James Hetfield, solo gitarist Dave Mustaine, baterist Lars Ulrich ve bas gitarist Cliff Burton. Son derece sansasyonel bir 10 yıl geçirecek olan Metallica, 1990’a kadar 3 büyük albüm çıkaracak, daha sonra gelmiş geçmiş en yetenekli bas gitaristlerden ve Metallica’nın müziği için çok fazla anlam ifade eden Cliff’i trajik bir otobüs kazasında kaybedecek ve bir diğer gitaristini de uyuşturucu bağımlılığından dolayı gruptan yollayacaktı. 2020’ye kadar hala turnede olan, 7 kıtada konserler veren, yeni albümler ve şarkılar çıkartan grup konserlerindeki canlı performanslarıyla hala parmak ısırtıyor. Çayınızı kahvenizi alın, müzik tarihinin en büyük gruplarından Metallica’nın film gibi 30 senelik müzikal yolculuğuna bir bakış atalım. Keyifli okumalar
1981 yılında baterist Lars Ulrich’in gazeteye verdiği ilanı görüp kendisiyle iletişime geçen James Hetfield ile beraber grubu kuran ikiliye daha sonra Dave Mustaine katılır. Bundan bir süre sonra bir barda bas gitarı ve wah pedalı ile çılgın sololar atan Cliff Burton’ı görüp hayran kaldıkları andan itibaren Cliff’i gruba katmak için teklif götürürler ancak Cliff bunu ilk başlarda reddeder. Daha sonra grubun San Francisco’ya taşımaları şartıyla Metallica’ya katılır. Cliff, bu 3 yetenekli adamın sırf kendisi için şehir değiştirmesine sebep olacak kadar özel bir bas gitaristtir.
Yıllar 1983’ü gösterdiğinde James, Lars, Cliff ve Dave’den oluşan dörtlü Kill’Em All adlı Thrash Metal albümünü çıkartır. Bu albüm çıkmadan biraz evvel ağır uyuşturucu ve alkol problemleri ile uğraşan Dave Mustaine’i gruptan çıkarırlar. Bunu kendine yediremeyen Dave, gider Metallica ile beraber tarihin en büyük birkaç Thrash Metal gruplarından biri haline gelecek Megadeth’i kurar.-adamdaki hırsı kes.- Kill’Em All albümüyle beraber gruba Dave yerine Kirk Hammet katılacaktır ve onun da bir ömür sürecek Metallica yolculuğu başlayacaktır. Kill’Em All albümü müzik çevrelerince çok dikkat çeker, Metallica artık 2. albümü için hazırdır. 1984 yılında Metallica 2. stüdyo albümleri Ride the Lightning için stüdyoya girer ve bir süre bu albüm de raflardaki yerlerini alırlar. Artık dünya çapında bir grup olan Metallica adını iyice duyurmuş, büyük konserler vermeye başlamış ve asıl patlamayı yapacağı efsanevi albüm Master of Puppets’a doğru yol almaya başlamıştır.
Master of Puppets Efsanesi
Master of Puppets albümü öncesi büyük bir prodüksiyon şirketi ile anlaşan Metallica, gelmiş geçmiş en iyi Metal albümlerinden biri haline gelecek ve toplumsal sorunlara taşlama niyetine içerisinde müthiş progresif sözler de barındıran Master of Puppets için stüdyoya girer ve 1986 yılında bu albümü de piyasa çıkartır. İçerisinde Master of Puppets gibi tarihin en iyi Metal şarkılarından biri bulunur ve bu şarkı uyuşturucu olan bağımlılığa müthiş bir göndermedir. Cliff’in astronomiye olan inanılmaz ilgisinden kaynaklı adı Orion olan bir enstrümantal parça da bulunur ve şarkı tüm metal tarihinin en özel şarkılarından biri haline gelir. Metallica artık tüm dünyada tanınan, milyonlarca fanı olan çok büyük bir marka haline gelmiştir.
27 Eylül 1986’da Damage Inc. turunun Avrupa ayağı sırasında grup üyeleri kendi aralarında yatacakları yerleri seçmek için kart çekerler. Cliff Burton , Kirk Hammett’ın yerinde yatmaya hak kazanır. Gece ise küçük bir Danimarka kasabası olan Ljungby yakınında tur otobüsleri yoldaki buzlanma sebebiyle şarampole yuvarlanırlar. Kazayı James Hetfield, Lars Ulrich ve Kirk Hammett ufak sıyrıklarla atlatırken uğruna grubun şehir bile değiştirdiği yetenekli basçı Cliff Burton camdan fırlayarak otobüsün altında kalmış, henüz 24 yaşındayken hayata gözlerini yummuştur. Bu vahim olay Metallica’yı çok derinden etkiler. Cliff gibi Metallica’nın müziğinde çok derin imzası bulunan birini kaybetmetleri bir yana, grup üyeleri çok yakın arkadaşlarını da kaybetmişlerdir. Bu olay sonrası Metallica grubu dağıtmayı bile düşünür ancak Cliff’in ailesi bunu Cliff’in ismeyeceğini belirterek grubu bu kararlarından döndürürler.
Gruba 1988 yılında Cliff yerine Jason Newsted katılır ve …And Justice for All albümünü piyasaya sürerler. Metallica kalitesinden hiçbir şey kaybetmemiştir, bas gitarın epey geride kaldığı bu albümde James ve Lars müthiş performanslara imza attıkları şarkılar ortaya koymuşlardır. Cliff’i anmak için de To Live is to Die adında müthiş ve epey duygusal bir enstrümantal parça koymuşlardır albüme. … And Justice for All çok satan bir albüm olsa da, Metallica en büyük ticari başarısını getirecek albümü henüz piyasaya sürmemiştir. Daha önce Bon Jovi, The Cult, Mötley Crüe ve Nirvana gibi başarılı grupların prodüktörlüğünü yapmış olan Bob Rock ile anlaşan grup, yeni albüm için stüdyo girer ve yaklaşık 1 yıl gibi bir süreden sonra efsane albüm Black piyasaya çıkar. Black albüm birçok noktada mihenk taşıdır hem Metallica hem de müzik dünyası için. Albüm herhangi bir adı olmadan raflardaki yerini almıştır ve simsiyah bir kapak üzerinde çok dikkatli bakıldığında belli olan bir yılan silületi bulundurur ve yalnızca Metallica yazar. İsmi olmayan albüm Black Albüm olarak isimlendiriler zaman içerisinde. Bu albüm ile Grammy kazanan, çok büyük ticari başarılara imza atan grup artık peak noktasına ulaşmıştır ve bundan sonrasında işler Metallica için pek iyi gitmeyecektir. En azından grubun hayranları için. Metallica önce Wherever We May Roam adıyla başlayan, ikinci ayağında Guns N’ Roses ile birleşen ve Nowhere Else to Roam adıyla son bulan konser dizisine başladı. Nowhere Else to Roam turnesi kapsamında İnönü Stadyumu’nda Türk hayranlarına muhteşem bir konser yaşatan Metallica artık yeni albüm için stüdyoya girmeye hazırdı.
Black Albüm
Black Albüm’den 3 sene sonra piyasaya çıkan Load ile Metallica ciddi şekilde tarz değişikliğine gider. Black Albüm’de hissedilen bu değişim, Load ile iyice ayyuka çıkmıştır ve Metallica hayranları tarafından kabul edilemez, Load çok eleştirilir. 6-7 dakikalık Thrash Metal şarkıları yerini 4-5 dakikalık daha hafif, solo dahi barındırmayan daha kişisel problemleri anlatan bir hale gelmiştir. Metallica artık canları ne isterse o tarz müzik yapan bir grup olmuştur. Uzun saçlar kısalmış, grup üyeleri de ciddi şekilde imaj değişikliğine gitmişlerdir. Load çıktıktan bir sene sonra Reload’ı çıkartan Metallica bu tarz değişikliğinin nirvanasına ulaşmıştır. Yıllardan beri Metallica dinleyen biri olarak en sevdiğim iki albüm, bu dönemde çıkan Load ve Reload’dır. Şarkılar daha kişisel belki daha kısa ancak Metallica’nın imzası süper sözler ve iyi müzik kalitesi hala yerinde duruyordu bu albümlerde. Bu kadar popüler olmuş bir grubun insanlar istedikleri için değil, kendileri istedikleri için albüm ve şarkı yapmaya devam etmelerine de inanılmaz saygı duyuyorum. Load ve Reload döneminde çokça eleştirilse de yıllar sonra hakkı verilen ‘’ulan aslında iyiydi ha’’ gibi yorumlarla hatırlanan albümler olarak tarihteki yerlerini aldılar.
Some Kind of Monster
Metallica için asıl sıkıntılar Load ve Reload sonrası başlayacaktı. James
Hetfield alkol problemleriyle uğraşmaya başlamışken grup bir cover albüm
çıkartır 1998 yılında. Garage Inc. adındaki bu albümde efsane Rock ve Country
şarkılarını yeniden yorumlayan grup aynı zamanda San Francisco Senfoni
Orkestresı ile canlı konserler verip yeni şarkılar çıkartır. Başarılı ve farklı
işler yapmaya devam grup, 2000’lere pek iyi giremez zira bir kaç senedir alkol
problemleriyle uğraşan grubun solisti, söz yazarı ve ritim gitaristi James
Hetfield tedavi için rehabilitasyon merkezine alınır ve ciddi bir tedavi
sürecine girer zira efsanevi vokalistin yaşadığı alkol problemi hiç de hafife
alınacak seviyede değildir. Tam bu esnade, Cliff yerine gruba dahil olan Jason
Newsted ani bir kararla Metallica’dan ayrılır. Cliff yerine yıllar önce gruba
giren Jason, istediği gibi müziğine yön verememek bahanesiyle gruptan ayrılır
ve bu olaylar hem grubu hem de grubun fanlarını çok derinden etkiler. Bu esnada
James’le çok nadir görüşen Lars ve Kirk ne yapacaklarını bilemezler zira grup
aynı zamanda St. Anger adında bir albüm de çıkarmaya hazırlanır. Bas gitarist
olmadan, James’in sağlığı olmadan bu pata küte çıkan albüm birkaç şarkı dışında
facia gibidir. Ancak bu albümün yapılması grup için çok önemlidir zira o
dönemde grubu bir arada tutan tek şey o dönemde bu albümdür. Albümün yapım
sürecini çekmek için bir belgesel ekibiyle anlaşan grup, albümün yapım
sürecinde yanlarında sürekli bir kamera ile dolaşmıştır. Grup ile alakalı son
derece çarpıcı bu belgesel daha sonra Some Kind of Monster adında piyasaya
sürülür.
Jason yerine yeni bir bas gitarist ile anlaşan Metallica’ya Robert Trujillo katılır, James iyileşir ve yıllar içinde Metallica eskisi gibi efsanevi performanslara imza atamasa da yaralarını iyileştirir. Çok da başarılı, köklerine döndükleri sert parçalara sahip albümler çıkartır. Özellikle 2015- 2018 arası süper bir dönem geçiren Metallica müzik kariyerine hala devam etmekte. Şu sıralar tekrar rehabilitasyon merkezine giren James, tekrardan alkol problemiyle mücadele etmekte. 2020 yılını boş geçecek olan grup 2021’e muhtemelen bomba gibi girecektir.
