Christopher Nolan, ikibinli yıllarda sinemaya dair çıkmış en iyi şeylerden biri. Çektiği her film ile beyinlerimizi yakan bü İngiliz Yönetmenin kötü hatta vasat seviyesinde hiçbir filmi olmaması çok dikkat çekici bir durum. Bir çok filminin senaryosunu tıpkı kendisi gibi müthiş bir sinema beynine sahip kardeşine yazdırıyor olması başarısının altındaki nedenlerden biri. Kardeşi Jonathan Nolan The Dark Knight, Interstellar ve Prestige gibi Nolan denince akla gelen ilk beylik filmleri yazması bir yana Person of Interest gibi pek değeri bilinmeyen bir şaheseri yazıp ardından şu sıralar yayınlanmakta olan aktif diziler içerisinde en popüler yapımlardan biri olan Westworld’ü yazmakla meşgül. Nolan kardeşler sinema için büyük bir nimetken, biz de Chris Nolan’ın en mühür 4 özelliğine yakın bakış atmak istedik. Bir Nolan filmi izlediğimizi nereden anlarız? Bu yönetmenin en imza özellikleri nelerdir? Keyifli okumalar şimdiden.
Müzik ve görüntü yönetmenliğinin kusursuz uyumu
Buradaki müzik, soundtrack kullanımı değil. Tarantino vari gerçek şarkılardan oluşan bir müzik kullanımından ziyade Nolan, derdini yaptırdığı ahenkli müziklerle seyirciye aktarmaktan hoşlanan bir yönetmen. Şimdiden sinema tarihine geçmiş müthiş yönetmen- besteci ikililerinden-buradan da bir yazı çıkar gibi sanki? :)- olan Nolan ve Hans Zimmer neredeyse her Nolan filminde beraber çalışmakta. Yaşayan en iyi bestecilerden olan Hans Zimmer ustanın Chris Nolan filmleriyle müthiş uyumu, Nolan filmleri için çok büyük bir şans. Hans Zimmer’in, filmleri için özel bestelediği müzikleri filmlerinin en can alıcı noktalarında kullanan Nolan Hans Zimmer’le müthiş bir uyum içerisinde. Ancak yıllar sonra ilk defa bir Nolan filminde Hans Zimmer’den mahrum kalacağız zira Zimmer Denis Villeneuve’nın yeni filmi Dune için stüdyoya geçti. Nolan’ın yeni filmi Tenet’in müzikleri Ludwig Göransson’a emanet.
Müthiş ve deneysel kurgu şekli
Müthiş dememin sebebi Nolan’ın kurgusuyla ağzı açık bırakmayan bir filmi olmaması. Memento, Interstellar, Inception, Dunkirk… Müthiş bir kurgucu olan Nolan, en beylik özelliği olarak her filminde kurgu kısımlarına fazlasıyla emek harcıyor, özen gösteriyor. Deneysel dememin sebebi ise çok bariz; kaç tane Memento gibi film izlediniz? Ya da Dunkirk gibi standart bir 2. dünya savaşı filminde dahi bu özelliğinden hiçbir şey kaybetmemişti Nolan.
Bana biraz ters köşelerden bahset
İngilizce’de Twist adı verilen ve sinemada yönetmenlerin filmlerin kırılma noktalarında seyirciye aptal yerine koyup beyinlerini yakmasıyla gerçekleştirilen bu sinema metodu, Nolan’ın bir başka mühür özelliği. Efsanevi filmi The Dark Knight gibi bir süper- kahraman suç dramasında dahi ters köşelerden vazgeçmeyen yönetmen bu konuda Memento, Inception, Interstellar ve belki de en çok da The Prestige filminde ustalık seviyesinde işler ortaya koymuştur.
Vazgeçemediği Imax kameralar ve benzer oyuncu seçimleri
Imax kameralar,
sinemanın geleceği olarak görülüyor. IMAX (Image Maximum) yüksek boyutta ve netlikte görüntü
kapasitesine sahip olan bir film gösterim sistemidir. Normal bir film
karesi 35 mm formatındayken, IMAX filmleri 70 mm’dir. Imax teknolojisinde 2
boyutlu veya 3 boyutlu olmak üzere akan film 7 katlı bina yüksekliğinde ve bir
basketbol sahası büyüklüğünde olan dev perdeye yansıtılır.
Nolan, vazgeçemediği bu sinema tekniği ile de ünlüdür. Hemen hemen her filminde
kullandığı bu teknik sayesinde filmlerindeki gerçek dışı görsel efektleri
başarıyla uygular.
Ayrıca daha önce çalıştığı oyuncularla tekrar çalışmayı fazlasıyla tercih eder.
Usta aktör Michael Caine’e Batman’in yardımcısı Alfred rolü de dahil neredeyse
tüm filmlerinde rol vermiştir. Christian Bale, Tom Hardy, cillian murphy gibi
usta oyuncularla da tekrar tekrar çalışmıştır.
