Müzik Dünyası

Mercan Dede Kimdir

Mercan Dede (Arkın Allen, Arkın Ilıcalı), 1966 yılında Bursa‘da dünyaya gelmiştir.

Dünyaca ünlü Türk neyzen, besteci, yapımcı ve DJ. Sufi müziğini etnik enstrüman ve sanatçılarla zenginleştirip, elektronik müzikle harmanlamıştır.

İhsan Oktay Anar’ın “Puslu Kıtalar Atlası” adlı kitabında yer alan bir karakterin ismi. “Albümü Arkın Ilıcalı adıyla çıkarmak istemediğim için bu adı koymayı uygun buldum.

Üniversite yıllarında imkansızlıklara rağmen plastik su borusundan kendi yaptığı ney (üflemeli çalgı) ile müzik serüveni başlamıştır.

Kubbealtı Cemiyeti’nde neyzen Ömer Erdoğdu’nun öğrencisi oldu. Aynı dönemde tasavvuf müziği ve kültürünün bu dönemdeki önemli aydınlarından olan ve aynı zamanda bendir (Klasik Türk müziğinde kullanılan başlıca vurmalı ritim çalgısıdır. Zilsiz büyük def, nakkare ve kudümle birlikte kullanılır. Derisinin iç yüzüne boydan boya gerilen kiriş sayesinde aynı anda iki değişik tını çıkarabilmektedir.)

Tasavvuf müziğinin yaşayan en büyük ustası kabul edilen Nezih Uzel’den hem bendir hem de Türk ritimleri eğitimi almıştır.

19 yaşındayken tek kelime İngilizce bilmeden, dönüş bileti alacak parası dahi olmadan Kanada’ya gidiyor. Kanada’nın ufak bir kasabası, dışarısı -42 derece. Kanadalılara ebru sanatını öğretiyor, karşılığında okula gidiyor. Para kazanmak için bar tuvaletleri de temizliyor, bulaşıkçılık da yapıyor.

Ebru sanatını öğrendiği büyük ney üstadı Niyazi Sayın’dan fazlasıyla etkilenmiştir. 1988 yılında Kanada’da güzel sanatlar üzerine lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamlayan Mercan Dede aynı üniversitede başladığı öğretim üyeliğine, müzik çalışmalarının ağırlık verdi.

İlerleyen yıllarda “Dj lik ve Elektronik Müzik” “Dans ve Meditasyon üzerine değişik Üniversitelerde konferans ve workshoplar verdi.

1990 yılından beri Sufi gruplar ile Avrupa, Kanada, ABD ve Türkiye’de müzik çalışmalarına devam eden sanatçının Ensemble” grubu 1997 yılında kuruldu.

İlk albümü “Sufi Dreams” bağımsız bir plak şirketi tarafından çok az sayıda basılıp dağıtıldı. Buna rağmen gerek Kuzey Amerika gerekse Avrupa’da çok olumlu eleştiriler aldı.

Alman televizyonu Saarlandischer Rundfunk, Sufi kültürü üzerine hazırladığı belgeselde Mercan Dede’ye yer verdi. Belgeselin Müziği ise Sanatçı tarafından hazırlandı.

Sanatçının ikinci albümü “Journey’s of a Dervish” 1999 yılında çıktı.

Reji ve Koreografisini Beyhan Murphy’nin gerçekleştirdiği ve Modern Dans Topluluğu tarafından sergilenen ‘Seyahatname 2001’ adlı gösteri için Bestelenen Müziklerden oluşan Seyahatname Albümü Doublemoon etiketiyle yayınlandı.

Aynı yıl içinde dünyanın en prestijli Caz Festivallerinden Uluslararası Montreal Jazz Festivali’nin “Doğu ile Batı Buluşuyor” Konserinde, Burhan Öcal ve Jamaaladeen Tacuma ile Mercan Dede Trio olarak 170.000 kişinin önünde sahneye çıktı.

Daha sonraki projesi, Secret Tribe ile Banlieues Bleues Festival, Rasa Cultur Center, Bimhuis gibi Avrupa’nın önemli Caz ve Dünya Müziği Kulüpleri ve Festivallerini içeren Türkiye/Avrupa Turnesini gerçekleştirdi.

Olumlu eleştiriler üzerine Secret Tribe ile 2002 yılında ikinci albümleri ‘Nar’ Doublemoon tarafından yayınlandı. Secret Tribe ile katıldığı dünya müziğinin en önemli iki festivali Womex ve Transmusicale de Rennes’deki büyük ilgi gördü.

2003 yılının yazında 30 konserlik Avrupa turunda dünyanın sayılı festivallerinden Montreux Jazz Festivali (İsviçre), JazzaVienne (Fransa), Etnosur (İspanya), World Roots Festival (Hollanda), Popdeurope (Almanya)’da sahne aldı.

 Avrupa turnesinin başarısı Womex 2003’te BBC Radio 3 Awards’da “Orta-Doğu ve Kuzey Afrika”ile “Club Global” olmak üzere iki dalda ödüle aday gösterilmesini sağladı.

Mercan Dede 2003’te 2 dalda ödüle aday olan tek sanatçı oldu. Sanatçının sonraki yıllarda yayınladığı Su ve Nefes albümleri BBC world music chartta birinci sıraya yükselerek,

BBC world music katagorisinde albümleri birinci sıraya yükselen ilk Türk sanatçı ünvanını aldı.

Sanatçı 2006 ve 2007 yıllarında yine world music alanında BBC tarafından yılın sanatçılığına aday gösterildi.

Müzisyenliği süresince Kani Karaca, İhsan Özgen, Mısırlı Ahmet, İlhan Erşahin, Peter Murphy, Natacha Atlas, Azam Ali Musafir, Jamaledeen Tacuma, Hugh Marsh, Omar Sosa, Mich Gerber, Fazıl Say, Susheela Raman, Trans Global Underground, Dhafer Youssef, Coldcut, Dhol Foundation, Emma Shaplin, Ludavico Eunadi, Trilok Gurtu gibi klasik, dünya ve alternatif müziğinin dev isimleri ile aynı sahnede yer alan sanatçı aynı zamanda yapımcı olarak da bir çok çalışmada yer aldı.

Peter Murphy’nin son albümü DUST’da ortak yapımcılığı üstlenen sanatçı Michael Brooks, Groove A La Turca’nın yaratıcısı ve elektrik bas gitarın ustası Jamaledden Tacuma gibi sanatçılarla calıştı, arka arkaya 6 yıl Kanada’nın en iyi emprovizasyon sanatçısı ödülünü alan Hugh March ile ortak albümler hazırladı.

2004 Ocak ayında genç yeteneklerden oluşan bir grup kuran sanatçı, New York’ta düzenlenen ve 5 kıtadan 16 farklı müzisyen ve grubun katıldığı ‘GlobalFEST’ adlı festivale konuk oldu.

Kültür Bakanlığı tarafından başlatılan ve Türkiye’yi kültürel alanda dünyada temsil edecek olan ‘Güldestan Projesi’nin de müzik direktörlüğü yaptı.

2004 Temmuz ayında ise, ABD’de piyasaya çıkan double albümü ‘Sufi Traveler’ın tanıtımı için gerçekleştirdiği ABD turnesinde izleyicilerin ve eleştirmenlerin büyük ilgisiyle karşılaştı.

Global Rhythm Magazine Eylül sayısında Mercan Dede’yi kapak yaptı ve 4 sayfa röportajına yer verildi.

Sanatçının New York konseri son yılların en etkileyici world music konserlerinden biri olarak yorumlandı ve büyük beğeniyle karşılandı.

Troya Medya, Mercan Dede’nin müzikal yolculuğunu filme aldı ve belgesel CNN Türk’de Mercan Dede ile Yolculuk adıyla yayınlandı.

2005, 2006 ve 2007 yıllarında toplam 1,5 milyon kilometreyi aşan yoğun bir konser turnesi sonrası, müziğini dünya çapında tanınan en önemli sanatçılarından biri konumuma getirdi.

2007’nin sonunda çıkarttığı 800 albümünü, 2007 yılının Unesco tarafından Dünya’da Mevlana yılı ilan edilmesi sebebi ile gönülden gelen bir hediye olarak Mevlana’ya ithaf eden sanatçı, bağlı bulunduğu plak şirketi Doublemoon menajerlik şirketi Pozitif’ten ayrılarak, yoluna tek başına yürümek üzere Montreal’deki evine çekildi.

Nadasa çekildiği bu dönemde; ileriye dönük sadece müzik değil aynı zamanda güzel sanatların diğer alanlarını da kapsayan geniş bir boyutunda fikirler üretmektedir.

Müzik dışında esas eğitimi olan resim, baskı multimedia alanında eserler üretmeye yeniden başlamıştır.

Büyülü Çarklar Sergisi

Herkesin kendisini müzisyen olarak tanıdığını ifade eden Mercan Dede, ben bir müzik eğitimi almadım. Tam aksine ben güzel sanatlar da resim ve fotoğrafçılık eğitimi aldım. Müziği alaylı tabir ettiğimiz şekilde kendi çabalarımla öğrendim. ‘Büyülü Çarklar’ adlı sergimizde tamamen yeni eserlerim yer alıyor. Resimlerim içerisinde çarklar, aynalar var. Resimlerimde kullandığım malzemelerin hepsi hayatımda anlamı olan şeyler. Büyülü Çarklar işlerini yaratırken dönüşüm ve devinim kavramlarından esinlendim. Yaşamın dönüşümü, insanın değişimi, semazenlerin dönmesi, karma gibi konuları birbirine bağlı bir etkileşim halinde ele alarak yaşamı büyülü çarklara benzetiyorum” dedi.

Mercan Dede’nin 36 eseri sergilenmiştir.

Bergama’lı olduğunu ve İzmir’de ilk kişisel sergisini Ekol Sanat Galerisi’nde açtığını belirten Mercan Dede, böyle güzel bir galerinin parçası olmak çok önemli dedi.

 Mercan Dede’nin Hayatından Notlar

-Simurg dövmelerimden ilham alınarak yapılan iki simurg küpe, elle yapılmış olmaları ve Simurg’un tasavvuf ve benim hayatımdaki özel manası sebebi ile benim için çok değerli.

-Hayatında kitapları en yakın dostları olarak gören sanatçı, yanında sürekli bir ya da birkaç kitap taşıyan biri olduğunu söyledi.

-Her zaman çantamda dijital dünyanın tam zıddında, kağıt kalem ve notlarımı yazabileceğim bir defterim bulunur.

-Hayatında hiç araba kullanmamış biri olarak bisikletler hem bir ulaşım, hem de bir spor aracı olarak her zaman yaşamımda var oldu. Özellikle benimle aynı yaşta olan, 1966 yapımı, Vice dergisinin editörlerinden Rafi dostumun Montreal’de kendi elleri ile yapıp bana hediye ettiği Low Rider bisikletim, estetiği, çevreye olan duyarlılığı, sessizliği ile benim hayatıma çok uymaktadır.

-Ünlü neyzen Mercan Dede, “Çoğu zaman eserlerimde bir imza, isim yok. Çünkü zaten eserin sanatçının imzası olduğunu düşünüyorum. Sanatım yaşadıklarımın elden geldiğince samimi bir iz düşümü olarak algılanmasıdır dedi.

Göbeklitepe Hakkında Düşüncesi ve Unutamadığı Anısı

-Göbeklitepe’ye elimizden ne gelirse yapmak isteriz. Müzik kısmı beni ilgilendiriyor.

Olayın bir ses kısmı da var. Göbeklitepe’nin olduğu dönemdeki sesleri bulabilmek, o sesleri yaratabilmek önemli… Oradaki törenlerde ne söyleniyordu, nasıl sesler vardı?

Göbeklitepe ile ilgili başlı başına bir albüm yapılabilir. Ben orayla ilgili bir film yapılmasını çok isterim. Göbeklitepe için iki eser yapmak istiyorum; birisi daha elektronik, birisi daha akustik olacak.

-Unutamadığı bir anısı şöyle anlattı: Loreena McKennitt’i çok sevmiştim. Kanada’da ilk yaşadığım yere konser için gelmişti. Bilete verecek 30 dolarım olmadığı için gidememiştim. Çok üzülmüştüm. Geçen sene Akbank Caz Festivali’nde konser verirken Loreena, İsviçre’deydi ve sırf bizim konseri dinlemek için İstanbul’a geldi. Babylon’a da geldi, konserden sonra.  

Benim için o kadar önemliydi ki…

^^Başarılar kendimiz sayesinde gelmiyor…^^

İlişkili İçerik
Müzik Dünyası

Müziğe Başlamak İçin En Doğru Müzik Aletleri

Müzik ruhun gıdasıdır. İnsanoğlu doğduğu ilk günden itibaren müziğe karşı duyarlıdır.
Devamını Oku
MüzikMüzik Dünyası

En İyi Rock Grupları

En çok dünya klasiği şarkı ve grup içeren müzik türü olan rock 1970’li yıllarda…
Devamını Oku
Müzik Dünyası

Dünyaca Ünlü Kadın Opera Sanatçıları

JESSYE NORMAN 15 Eylül 1945 yılında Amerika’da doğmuştur. Siyahi kadın opera…
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir