Müzik Dünyası

Dünyanın En Ünlü Tenorları

Sahne gösterileri ve akıllara kazınan unutulmaz sesleri ile tenorlar tüm müzik severlerin kulaklarının pasını silmektedir. Biz Sonsuz Oda Blog olarak sizler için dünyanın en iyi tenorlarını derledik ki bu listede bir de dünya çapında bilinen Türk bir tenorü de anlattık.

Luciano Pavarotti

Dünyanın en ünlü tenoru olan Pavarotti, 12 Ekim 1935 tarihinde Modena, İtalya’da dünyaya geldi. Babası Fernando Pavarotti tenor, annesi Adele Pavarotti ise bir tütün fabrikasında işçiydi. Pavarotti, babasıyla birlikte Modena’nın şehir korosunda performans sergiliyordu. İlk gençlik yıllarında yine babası Fernando’yla birlikte Gioachino Rossini adlı koroyla Galler’e gitti, Llangollen uluslararası şarkı yarışmasında birinci oldu. Eğitimi öğretmenlik üzerine olmasına rağmen, Arrgio Pola ve Ettore Campogallianni’dan dersler aldı.

1961 yılında opera alanındaki en prestijli ödüllerden Concorso Internazionale’i kazandıktan sonra, 29 Nisan’da ilk kez La bohème adlı opera oyununda Rodolfo karakteriyle izleyici karşısına çıkan Pavarotti, Şubat 1965’te Amerika’ya gitti ve Joan Sutherland’la birlikte sahne aldı. İlk albümü Puccini: Madama Butterfly’ı 1987’de dinleyiciyle buluşturdu. U2 grubunun solisti Bono ile birlikte 1992– 1995 yıllarındaki Bosna Savaşı sırasında insani yardım sağlanması için çalıştı ve Mostar’da da Pavarotti Müzik Merkezi’ni kurdu. Savaş sırasındaki insani desteği nedeniyle Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da ‘Onursal Vatandaş’ ilan edildi.

Büyük tenor Pavarotti, pankreasında teşhis edilen kitle sebebiyle Temmuz 2006’da ameliyat oldu. 70 yaşında yakalandığı bu hastalıkla tenor, 9 Ağustos 2007’de Modena kentinde hastaneye kaldırıldı ve 6 Eylül 2007’de hayatını kaybetti.İlk eşi Adua’dan üç, ikinci eşi Nicoletta Mantovani’dan bir, toplamda 4 kızı olan Pavarotti, aynı zamanda bir torun sahibidir.

Enrico Caruso

Enrico Caruso, Sahneye ilk olarak 1894’te Napoli’de çıktı. 1897’de Livorno’da “La Boheme” operasında Rudolfo rolünü oynadı. 1898-1899 yıllarında Petersburg’da, 1899’da Buenos Aires’te büyük başarılar kazandı. İtalya’ya döndükten sonra La Scala Operasında oynadığı “La Bohème”de uğradığı başarısızlıktan sonra eski ününe yeniden kavuşan Caruso, 1902’de Londra’da ve Amerika’da çalıştı, New York Metropolitan Operası’nın yıldızı oldu. Yüzyılımızın en büyük tenoru sayılır.

Juan Diego Florez

Ünlü İngiliz müzik dergisi BBC Music tarafından “Tüm Zamanların En Büyük 20 Tenoru” arasında gösterilen Juan Diego Flórez 2007 yılında La Scala’da Donizetti’nin “Alayın Kızı” adlı operasındaki aryasını seslendirdikten sonra bis yaparak La Scala tarihine geçmiş bir sanatçı. La Scala’nın tarihinde en son 75 yıl önce gerçekleşen bu olayla Juan Diego Flórez unutulmaz bir başarıya imza attı. Bu önemli olay, 2008 yılında Metropolitan Operası’nda bir kez daha yaşandı ve bu başarısıyla Juan Diego Flórez, opera tarihinde unutulmaz bir yer edinmiş oldu. Hem İtalya’da hem de dünyanın dört bir yanında en önemli opera sahnelerinde büyük başarılara imza atan Juan Diego Flórez aralarında Rossini d’Oro, Aureliano Pertile, Francesco Tamagno, L’Opera Award, Bellini’s ve ISO d’Oro’nun da bulunduğu pek çok ödüle layık görüldü. Flórez yaptığı kayıtlarla da Choc of the Monde de la Musique, Echo Klassik Preis, Cannes Classical Award gibi ödüllerin de sahibi oldu. Sanatçıya Festivalin bu konserinde dünya çapında ünlü solistlerle birlikte çalışan ünlü şef Alessandro Vitiello yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası eşlik ediyor. Çağımızın en büyük tenorlarından birini seyretmek büyük bir ayrıcalık olacak.

Anthony Rolfe Johnson

Anthony Rolfe Johnson Oxfordshire da doğdu. Bir çocukken, müziğe olan yeteneği keşfedildi ve bir erkek soprano olarak şarkı söyledi , HMV ile kayıt yaptı . Yeteneğine rağmen, şarkı söylemeyi bir kariyer olarak görmedi ve bunun yerine iyi bir çiftçi olmak için çalışmaya başladı. Çiftlik yöneticisi olarak çalıştı ve inek sürüsüne kilise ilahileri söylerdi. Batı Sussex, Crawley’de bir koro topluluğuna katıldı ve St Nicholas Kilisesi, Worth korosuyla düzenli olarak şarkı söyledi ve başka bir üye tarafından profesyonel bir şarkı kariyeri yapmaya teşvik edildi.

Nicolai Gedda

Profesyonel olarak Nicolai Gedda olarak bilinen Harry Gustaf Nikolai Gadda, İsveçli bir operatör tenor idi. 1951’de ilk çıkış yapan Gedda, Haziran 2003’te son opera kayıtlarını yaptığı 77 yaşına kadar operada uzun ve başarılı bir kariyere sahipti. Diller konusunda yetenekli, Fransızca, Rusça, Almanca, İtalyanca, İngilizce, Çekçe ve İsveççe, bir de Latince operalar gerçekleştirdi. Ocak 1958’de Büyükşehir Operası’nda Amerikan operası Vanessa’nın dünya galasında Anatol bölümünü oluşturdu. Yaklaşık iki yüz kayıt yapan Gedda, tarihin en çok kaydedilen opera şarkıcılarından biridir. Onun şarkısı en çok ton güzelliği, ses kontrolü ve müzikal algısı ile bilinir.

Placido Domingo

Jose Placido Domingo Embil, ya da daha yaygın bilindiği şekliyle Placido Domingo, güçlü ve dramatik sesiyle ünlenmiş İspanyol tenor. Tenorluğun yanı sıra orkestra şefliği yapan ve konserlerde de yer alan Domingo, Washington Ulusal Operaevi’nin de genel direktörüdür.

Ünlü Tenor COVID-19’a Yakalandı

24 Mart 2020 tarihinde sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Coronavirüs salgınına yakalandığını duyurdu.

Ünlü tenor kendi Facebook sayfasından yaptığı açıklamada şunları söyledi: “COVID-19 testimin pozitif çıktığını, yani koronavirüse yakalandığımı açıklamayı ahlaki bir sorumluluk olarak görüyorum. Ailem ve ben tıbbi olarak gerekli olduğu sürece kendimizi izole etmiş durumdayız. Şu anda hepimizin sağlığı iyi ama ateşim çıktığı ve öksürdüğüm için test yaptırma gereği duydum ve sonuç pozitif çıktı. Herkesten çok dikkatli olmalarını rica ediyorum. Temel kuralları uygulayın, ellerinizi sık sık yıkayın, başkalarıyla aranıza en az 1,5-2 metre mesafe koyun, virüsün yayılmasını engellemek için elinizden ne geliyorsa yapın ve en önemlisi lütfen mümkünse evden çıkmayın. Hep birlikte bu virüsle mücadele edebiliriz ve dünya çapındaki krizi durdurabiliriz. Çok yakında normal hayatımıza döneceğimizi umuyorum. Lütfen yerel hükümetlerinizin yönergelerine uyun, güvenli kalın ve sadece kendinizi değil tüm toplumu koruyun.”

Bonus: Dünya Sahnelerinde Türkiye’den Bir Tenor Murat Karahan

İlk, orta ve lise eğitimini T.E.D Ankara Koleji’nde tamamladı. 1996 yılında Bilkent Müzik ve Sanatlar Fakültesi’ne girdi. Sanatçı Bilkent Üniveristesi’nde Devlet Sanatçısı Suna Korad, Prof. Pekin Kırgız ile çalıştı ve Gürçil Çeliktaş’tan sahne dersleri aldı.2003 yılında lisans, 2006 yılında Master ve 2010 yılında Doktorasını tamamlayan Karahan, 2003 yılında Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde Solist Sanatçı olarak çalışmaya başladı.2009 yılında Roma’ya giden sanatçı burada 2 yıl boyunca dünyaca ünlü Soprano Renata Scotto’nun ve aynı zamanda Santa Cecilia Akademisi başkanı Profesör Bruno Cagli’nin özel öğrencisi oldu .2012 yılında aldığı davet üzerine Letonya Ulusal Operası’nda devamlı misafir sanatçı olan Karahan, burada aralarında Lucia di Lammermoor, La Traviata, La Boheme, Manon Lescaut ve Il Trovatore eserlerinin bulunduğu 50’nin üzerinde temsilde başrolleri seslendirdi. Sanatçı 2014 yılında Andante Dergisi’nin düzenlediği Donizetti Klasik Müzik Ödülleri’nde yılın en başarılı erkek opera sanatçısı seçildi. Yine 2014 yılında Fransa’da Il Trovatore ve Manon Lescaut operalarını ilk kez seslendirdi.2015 yılı Ocak ayında La Traviata ‘Alfredo’ rolü ile dünyaca ünlü Berlin Deutsche Oper’de ilk defa sahne alan sanatçı, 2015 yılında dünyaca ünlü Bolshoi Tiyatrosu’nun La Traviata, La Boheme, Carmen prodüksyonlarında başrolde sahne aldı. 2016 yılında Dünyanın en önemli açık hava opera festivali olan Arena Di Verona festivalinde Franco Zeffirelli’nin sahneye koyduğu Il Trovatore eserinde Maestro Daniel Oren yönetiminde başrolü seslendirdi, Murat Karahan yine Il Trovatore eseri ile Parma Verdi Festivali, Macerata Opera Festivali, Berlin Deutsche Oper’de büyük başarılar elde etti. Murat Karahan; aralarında Accademia Santa Cecilia Orkestrası, Moskova Çaykovski Senfoni Orkestrası, Letonya Ulusal Opera Orkestrası, Liepaja Senfoni Orkestrası, Tiran Senfoni Orkestrası, Baden Baden Flarmoni Orkestrası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Bilkent Senfoni Orkestrası, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’nın da bulunduğu birçok orkestra ile başarılı temsil ve konserler verdi Limak Vakfı tarafından kurulan Limak Filarmoni orkestrasının kurucusu Murat Karahan bu orkestra ile Türkiye Turnesi yapmış ve ülke genelinde büyük başarı elde etmiştir. 2017 yılında Wiener Staatsoper,Arena Di Verona, Bolşoy Tiyatrosu, Münih Bayerische Staatsoper, Napoli San Carlo Operası, Los Angeles Operası ve Salerno Operası gibi dünyanın —en önemli tiyatrolarında Il Trovatore, Manon Lescaut, Tosca, Turandot, Carmen, Madama Butterfly ve Nabucco eserlerinin başrollerini seslendiren Murat Karahan 2018 yılı Ocak ayında Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü olarak göreve başlamıştır.

İlişkili İçerik
Müzik Dünyası

Müziğe Başlamak İçin En Doğru Müzik Aletleri

Müzik ruhun gıdasıdır. İnsanoğlu doğduğu ilk günden itibaren müziğe karşı duyarlıdır.
Devamını Oku
MüzikMüzik Dünyası

En İyi Rock Grupları

En çok dünya klasiği şarkı ve grup içeren müzik türü olan rock 1970’li yıllarda…
Devamını Oku
Müzik Dünyası

Dünyaca Ünlü Kadın Opera Sanatçıları

JESSYE NORMAN 15 Eylül 1945 yılında Amerika’da doğmuştur. Siyahi kadın opera…
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir