Sinema Haberleri

John Wick Serisi

Keanu Reeves, Matrix serisi sonrası popülerliğini önemli ölçüde yitirmişti; fakat John Wick serisi efsanenin küllerinden doğmasını sağladı. Gerçekten Matrix’ten sonra yeni bir “efsanenin” doğduğuna şahit olabiliriz; çünkü John Wick karakteri ünlü oyuncuya cuk diye oturmuş. 2014 yılında vizyona giren serinin ilk filmini Chad Stahelski ve David Leitch beraber yönettiler. Hikayesi ise Derek Kolstad tarafından yazılmış. İlk film otoriteler tarafından tam not almış, çok başarılı bulunmuştu. Serinin ilk filminin konusuna gelecek olursak film kısaca intikam duygusuyla yanıp tutuşan eski bir tetikçinin hikayesini anlatıyor. Şöyle ki eski bir suikastçı olan John Wick karısının ölümüyle birlikte adeta yıkılmış ve bunu atlatmaya çalışmaktadır fakat evini bir gün gangsterler basarlar ve John Wick’in arabasını çalarlar aynı zamanda çok sevdiği karısından yadigar köpeğini de öldürürler. Bundan sonra John Wick’in içinde sadece bir duygu vardır:  İntikam. John Wick’in arabasını çalan ve köpeğini öldüren gangsterlerin başında eskiden kendisine çalıştığı bir Rus mafya babasının oğlu vardır. John Wick serisi ilk filmde konudan ziyade, aksiyon sahneleri ile dikkatleri üzerine çekmişti. İkinci film bunun üzerine çıktı ve bekleneni fazlasıyla karşıladı.

John Wick 2 de aksiyon tavan yapmış

Senaryosunu ilk filme olduğu gibi Derek Kolstad’ın yazdığı John Wick: Chapter 2 de yönetmen koltuğuna Chad Stahelski bu kez yalnız oturdu. Chad Stahelski hakkında çok ilginç bir ayrıntıyı paylaşayım: Chad Stahelski, filmin başrolü Keanu Reeves ve kadroda yer alan Laurence Fishburne’un boy gösterdiği Matrix serisinin dublörlerinden biriydi.

Filmdeki buluşmalar bunlarla bitmiyor: Peter Stomare ve Keanu Reeves, Constantine (2005), Suçlu Kim? (2010) ve Swedish Dicks (2016) filmlerinin ardından 4. kez birlikte çalışıyor. Keanu Reeves ve Common daha önce 2008 yapımı Street Kings’te de birlikte boy göstermişti.

John Wick 2 filminin konusuna gelince; taktik maktik yok, bam bam bam… Son yaşananlar sonrası artık emekliye ayrılmış olan, tetikçilik dünyasının tanınmış isimlerinden Wick yeni köpeğiyle birlikte sakin bir hayat yaşamak isterken kendini yine istemediği halde tehlikeli olayların ortasında bulur. Eski bir ortağının sayesinde bu kez İtalya’nın başkenti Roma’da son derece güçlü çetelerle tek başına mücadele eder.

Serinin ilk filminin basit bir konusu vardı; fakat izleyiciyi ekrana çeken aksiyon sahnelerinin iddialı olmasıydı. Filmin aksiyon sahneleri oldukça beğenilmiş fakat konusunun sığ olması da eleştirilmişti. Filmin yapımcıları ve yönetmeni de buradan yola çıkarak ikinci filmde konuyu ve senaryoyu daha da derinleştirirken, aksiyonun dozajını da daha da artırılmış. Fakat bu aksiyon sahneleri gereğinden fazla abartılmış.

John Wick 2 de kötü karakterlerin sayısındaki artış ile birlikte, senaryoya verilmek istenen derinlik iyi bir düşünce olsa da bir bütünlük sağlanamadığı ve izleyicinin “sadece aksiyon istiyorum” diye koltuklarına oturup, istediklerini alamaması önemli dezavantajlar olarak göze çarpıyor. Ruby Rose, özellikle ilginç “tarzı” ile değişik bir hava katsa da özellikle aynalı sahnelerin çok enteresan olduğunu belirtmem gerek. Buna nazaran metro sahnesinin geçtiği yerde aksiyon konusunda o kadar abartıya gidildi ki; şaştım, kaldım. Kalabalık içerisinde sanki hiç bir sorun yokmuş gibi herkesin elinden bir silah çıkıyordu.

İlk filmdeki “köpek/araba intikamını alma” unsurunun ikinci filmde daha büyük bir mafya benzeri gruplara karşı mücadele verilmesine dönüşmesi, senaryodaki derinliğin göstergesi olsa da bu durum diyaloglara yansımadı. Diyalogdan daha çok silah sesleri duyduk. Gerçi bu durum, seriyi diğer filmlerden ayıran bir özellik olsa da senaryo açısından düşünülen bu ayrıntının diyaloglara da yansımasını bekledik açıkçası.

John Wick 3: Parabellum (2019)

Adrenalin yüklü serinin bu üçüncü bölümünde süper suikastçi John Wick, kafasında 14 milyon dolarlık bir ödül ve onu takip eden ödül avcısı katil ordusuyla geri döndü.

İkinci filmden bildiğiniz gibi uluslararası suikastçiler loncası üyesini Continental Hotel sınırları içinde öldürdükten sonra Yüksek Şura John Wick için excommunicado kararı çıkarır. Ancak işi bitirilmesi gerekirken John Wick’e kaçması için otel yöneticisi Winston tarafından bir saat süre verilir. Ardından John Wick’in üyeliği iptal edilip tüm hizmetlerden men edilecektir.

Üçüncü filmle birlikte dallanıp budaklanan, geçmişin, yeni yapıların işin içine girdiği, haliyle John Wick’in hedeflerinin de çoğaldığı bir hikayeye sahip. John Wick: Chapter 3 – Parabellum”, serinin hayranlarını şüphesiz ki tatmin edecektir. Ama bıraktığı yer, çekilip çekilemeyeceği henüz netleşmemiş bir devam filminin işaretleriyle dolu olduğu için eksiklik duygusuyla çıkmak da mümkün. İlk iki filmde sunulan hikayenin bittiği anda yeni bir serüvenin daha olabileceğine dair açık kapının önünde bırakılıyordu seyirci, bu kez o kapıdan içeri davet ediliyor, büyük bir finalin yaklaşmakta olduğu bilgisiyle donatılıyor ve tam orada bırakılıyoruz. Bu tür ‘bölünmüş final’ yarım kalmış bir seyir zevki de veriyor çoğu zaman. En son “Avangers”ta gördüğümüz ve finalin ikinci bölümünün büyük bir hayal kırıklığı yarattığı bu tarzın, benzer bir sonuç doğurmamasını temenni edelim.

Bu yarımlık duygusunun, filmin yeni karakterlerinin kuruluşundan da kaynaklı olduğunu eklemeden geçmeyelim. Halle Barry’nin canlandırdığı bir başka tövbekâr tetikçi Sofia güçlü bir şekilde hikayeye giriyor ama sanki kendi döngüsünü tamamlamadan çıkıyor. Bu da bu karakterin gelecek yeni bir filme havale edildiğini hissettiriyor seyirciye. Bu havale işlemi, gelecek filme dair beklentiyi yükseltici bir etki yapsa da bu filmi akamete uğratan önemli unsurlardan birine dönüşüyor.

Keanu Charles Reeves Kimdir?

Kanadalı aktör, yapımcı, yönetmen ve müzisyen. Adının anlamı “Dağlardan esen rüzgâr” dır.  Annesi ile babası Beyrut’ta bir gece kulübünde tanışmışlardır. Annesi İngiliz, babası Çin asıllı   bir Havai’lidir. Ancak kendisini Kanada’da büyüdüğü için Kanadalı saymaktadır. 3 ülkenin  vatandaşlığına sahiptir.

Kariyeri

Oyunculuk kariyerine ilk kez Kanada’da “Hanging In” isimli bir yapımla başladı. 1980’ler boyunca çeşitli reklamlarda (bir tanesi Coca-Cola için) rol aldı. İlk stüdyo filmi Kanada’da çektiği “Youngblood” oldu. Bu filmden sonra yeşil kart aldı ve Toronto’dan Los Angeles’a geçiş yaptı. Birkaç küçük rolden sonra River’s Edge’de rol aldı ve bu filmin başarısından sonra Bill ve Ted’in Maceraları’nı çekti. Platoon filmi için teklif geldi ancak filmdeki şiddeti sevmediği için rolü reddetti.

1990’ların başlarında hem yüksek bütçeli filmlerde hem de bağımsız ancak çok ses getiren filmlerde yer aldı. Bunlara örnekler; Point Break ve My Own Private Idaho’dur. 1993 yılında Reeves, Bram Stoker’s Draculada yer aldı. Film büyük gişe başarısı elde etti ancak Reeves birçok olumsuz eleştiri aldı. Yönetmen Francis Ford Coppola Reeves’den başka seçeneği olmadığını çünkü gençlerin ilgisini o sırada ancak onun çekebileceğini söylemiştir. 1994 yılında Speed filmini çekti. Film büyük bir reklam başarısıydı. Bu film sayesinde Keanu’nun izlenirliği arttı ve Johnny Mnemonic ve Chain Reaction gibi filmlerde rol almasını sağladı. Ancak iki film de gişede büyük hayal kırıklığı yarattı. Kariyerinde düşüş yaşayan Reeves’e Speed filminin devamında yer alması için 11 milyon dolar teklif edildi ancak o bu teklifi reddederek Al Pacino ve Charlize Theron ile Şeytanın Avukatını çekmeyi tercih etti.

1999’da büyük hit olan The Matrix’ filminde başrol oynadı. Bu filmle tekrar büyük bir Hollywood yıldızı olduğunu ispatladı. The Matrix ile bu filmin devam filmleri arasında birkaç filmde daha yer aldı. Bu filmlerin hepsi de iyi gişe hasılatı yaparak Reeves’i tüm dünyanın dikkatine taşıdı.31 Ocak 2005’te Reeves’e Hollywood Walk of Fame’de bir yıldız verildi. Reeves 2006 Oscar Ödül Töreni’ne Sandra Bullock ile katıldı. İkili 2006 yılında çektikleri The Lake House ile Speed filminden sonra bir kere daha bir araya geldi. Keanu Reeves’in de rol aldığı A Scanner Darkly de 2006 yılında gösterime girdi.

      İzlenebilecek Diğer Keanu Reeves Filmleri:

The Matrix

İstikamet: Düğün

Sibirya

Yüce Adalet

Neon Şeytan

47 Ronin

Suçlu Kim?

Şeytanın Avukatı

Kasımda Aşk Başkadır

Konstantin

İlişkili İçerik
Sinema Haberleri

Bradley Cooper'ın başrolünde yer aldığı ve yönettiği Maestro'dan ilk görseller yayınlandı

A star is a born ile ilk yönetmenlik deneyimine imza atan Bradley Cooper, yeni filmi Maestro ile…
Devamını Oku
Sinema Haberleri

Ata Demirer'in yeni filmi Bursa Bülbülü'nün çekimleri başladı

Ata Demirer’in senaryosunu kaleme alıp başrolünde yer alacağı Bursa Bülbülü’nün…
Devamını Oku
Sinema Haberleri

Idris Elba'lı Beast Filmi Geliyor!

Ünlü oyuncu Idris Elba’nın başrolünde yer aldığı, Güney Afrika savanalarında bir…
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir