Film/TvGenel

Geç Gelen Bir Tenet İncelemesi: Nasıl Güzel, Neresi Olmamış?

Tenet’ı geç de olsa sonunda izleme fırsatı yakaladım. Sinemada izleyemediğim için epey üzüldüğüm bir yapımdı. Her ne kadar ülkemizde de sinemalara gelmiş olsa da pandamenin zirve döneminde sinemaya gitmek pek akıllıca değildi ve filmi evde daha sonra rahat bir şekilde izleme fikri daha cazip gelmişti. İlk olarak söyleyebileceğim, taze bir Nolan filmini izlemeyi epey özlemişim.

Tenet kesin olarak Nolan’ın en iyi işlerinden biri değil. Hatta muhtelemen en iyi beş filmi arasında dahi değil. Sevgili Nolan abimiz The Prestige, The Dark Knight, Dunkirk, Inception çekmiş bir yönetmen en nihayetinde. Ancak tüm bunların ötesinde Tenet, yönetmeni Nolan’a daha fazla saygı duymamızı sağlayan bir film.

Tenet, çok fazla Nolan formülü kokuyor. Bu mu iyi mi, kötü mü karar veremiyorsunuz. Nolan yine, zaman ile alakalı bir fikir üzerine inşaa ettiği filmi yüksek temposu, müthiş soundtrack’ı ve dinamik kurgusuyla harmanlıyor. Ancak bu sefer bulduğu fikir, diğer tüm işlerinin de üzerinde. Nolan da buna çok güvenerek tüm filmi bu fikir üzerine kuruyor.

Tenet, bir zaman yolculuğu filmi değil. Tenet bir ajan filmi. Nolan’ın kendi düsturunda yazdığı ve yönettiği modern bir Bond filmi. Zamanda geriye ‘evriltilmiş’ maddeler üzerinden ilerleyen bir yapısı var. Bunu ise ‘’gelecekteki insanlar tarafından gönderilmiş’’ cümlesi ile açıklamakla yetiniyor. Mermiler, arabalar ya da mekanlar eğer ‘evriltilmişse’, enerjisini geriye doğru ilerletiyor. Yazarken dahi açıklaması karmaşık bu fikir, filmin başından sonuna kadar senaryoya, aksiyon sahnelerine ve kurguya hakim durumda. Baş karakterimizin bir ismi yok, var da bize söylenmiyor. Protoganist, yani baş karakter olarak lanse ediliyor. Protaganist’in neye karıştığını bilmeden ilerleyen senaryo yapısı filmin epey karışık olmasıyla artık bir yerden sonra ‘’ne izliyorum ulan ben!’’ dedirtiyor. Nolan’ın küçük sihri bu noktalarda artık biraz eskimiş hissiyatı veriyor, biraz sıkıyor en çok da kafa karıştıyor. Aslında amacına yine ulaşıyor.

Robert Pattinson’ın karakteri Neil, filmin binevi Joker’i durumunda. Ve John David Washtion’ın canladırdığı ‘’baş karakterimiz’’ ile beraber son derece uyumlu bir ikili görüntüsü ortaya koyuyorlar. İkilinin sahneleri son derece dinamik ilerliyor, filmin temposu zaten bir an olsun düşmüyor. Müzik dedik ya, filmin müziklerini Hans Zimmer yapmamış olsa da yeni nesil composer’lardan olan Ludwing Goranssan(The Mandalorian’ın müziklerini de bu arkadaş yapıyor)Zimmer’ı gerçek anlamda aratmıyor. Müzik ve tempo uyumu filmde inanılmaz bir şekilde ilerliyor. Nolan bu konuda artık mühür olan bu özelliğini Tenet’ta gerçek anlamda en iyi şekilde ortaya koyuyor. Benzer bir uyum Dunkirk’de de vardı ancak teknik anlamda Tenet, Nolan’ın en iyi işi olabilir.

Filmi bir noktadan sonra yalnızca ‘’bu sahneyi nasıl çekmişler?’’ Kafasında dahi izleyebiliyorsunuz. Geriye giden arabalar, aksiyonun yüksek temposu, yine bir acayip kurgu derken Tenet saygıyı fazlasıyla hak ediyor. Ancak yazının başında bahsettiğim gibi Tenet yönetmenin diğer işlerinden bir yerde ayrılıyor ve bu durum filmin en zayıf noktası haline geliyor. Tenet, Nolan’ın diğer işlerinde olan güçlü ‘manevi’ noktadan maalesef noksan. Senaryoda empati kurmamız gereken kötü adamın karısı ve onun çocuğu ile bir bağ kuramıyorsunuz. Çünkü bunu baş karakterimiz de yapamıyor. Filmin kötüsü ise ‘’kötüyüm ben kötüüü’’ imajından fazlasını veremiyor. E filmin neredeyse sonuna kadar da gerçekten az şey anladığımız için de Tenet izlemesi çok keyifli ancak bir o kadar da yoran bir yapım haline geliyor. Tenet adeta bir Nolan fantezisi.

Film bütün olarak tatmin edici. Teknik anlamda bir başyapıt, oyunculuklar son derece kaliteli. Ancak senaryosunun karışıklığı ve manevi bakımdan eksik olması Tenet’ı diğer Nolan işlerinden geriye atıyor. Bu filmi kötü yapmıyor. Çok iyi bir yönetmenin sinematografisine eklediği kaliteli bir iş. Fazlası değil. Muhtemelen bir devam filmi de gelecektir. O zaman, ilk filmin eksik yanlarını kapatan bir yapımla karşılaşırsak yine bütünsel anlamda bir başyapıt izleyeceğiz demektir. Filmin soundtrack’ın da aşağıya bırakıyorum. Dinlemediyseniz mutlaka bir göz atın.

İlişkili İçerik
Film/Tv

Resident Evil Dizisinden Fragman Geldi!

Oyun tarihinin en önde gelen serilerinden olan ve yaklaşık 20 seneden fazladır piyasaya yeni…
Devamını Oku
Film/Tv

Erşan Kuneri Netflix'te yayınlandı

Cem Yılmaz hiç süphesiz ülkemizin en önde gelen, en üretken sinemacılarından biri.
Devamını Oku
Film/TvSinema Haberleri

Son Zamanların En büyük Sinema Olayı Spider- Man No Way Home ile İlgili Yeni Bilgiler Var!

Tom Holland No way Home hakkında konuştu; ‘’Bu üçleme bitti, farklı şeyler…
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir