Tıpkı kitaplar, diziler ve filmler gibi oyunlar da birer hikaye anlatma aracıdır. Hatta yazıya daha keskin bir argümanla girmek istiyorum, tüm hikaye anlatma araçları arasında en bu görevi en iyi yerine getirebilenler, OYUNLARDIR! Evet, bu konuda son derece ciddiyim. Bir kitap okumak ya da autor bir yönetmenin tüm dertlerini bulaştırdığı çok iyi bir film izlemek… Hepsinde yaşanılan hissiyatlar bambaşka, o hikayeyi yaşamak ya da öykünün bir parçası olabilmek büyük ayrıcalık. Ancak teknolojinin geldiği son nokta ile beraber oyun oynamak bambaşka bir tecrübeye evrildi. Derdi iyi bir öykü sunmak isteyen bir oyunun yerini kolay kolay başka hiçbir şey tutamıyor. Bugün derdi hikaye ve atmosfer olan, ‘’ulan ne güzel öyküye sahipmiş bir de bunu beyazperde de görmek isterdim!’’ dediğimiz oyunlara bakacağız. Filmi çekilse ne güzel olacak oyunlara bi’ bakalım; keyifli okumalar.
The Last of Us
Yani bu kadar bariz ki… Playstation markasının en özel oyunlarından olan The Last of Us, şu sıralar 2.’si çıkmak üzere. İlk oyunun oyunculara aktardığı hissiyatlar o kadar özeldi ki, gelmiş geçmiş en vurucu hikaye anlatımlarından birine sahipti. Post- apokaliptik bir evrende geçen Last of Us, yaşlı bir adamla küçük bir kızın aralarında kurulan bağı ve hayatta kalmayı dürtüsünü konu ediniyor. Oynayıp bitirenlerin hüngür hüngür ağladığı bu efsane oyunun filmi çekilse başrolündeki Joel karakteri için mükemmel aday dahi var; Hugh Jackman. Hem tip olarak çok benziyor hem de karakteri mükemmel taşıyabilecek kalitede bir aktör. Yüksek bütçeli, iyi yönetmenli, bol karakter dramalı ve başrolünde Hugh Jackman’ın olduğu bir The Last of Us filmi… Duy beni Hollywood!
Bioshock
Bir bilgisayar oyununda sanat yönetmenliğinin ne kadar önemli ve oyuncuyu yakalayabilen bir şey olduğunu ilk kez Bioshock ile farketmiştim. İlk Bioshock oyunu su altında geçiyordu, mükemmel bir atmosfere sahipti ve bölüm tasarımlarıyla beraber sanat yönetmenliği oyuncuların aklını almıştı. Ardından Bioshock 2 ve serinin arşa çıktığı, gökyüzünde kurulmuş bir şehirde geçen, din/yaratılış/insan doğası/teknoloji gibi konulara mükemmel değinen Bioshock Infinite geldi, Bioshock’un yaptığı her şeyi daha iyi yaptı ve seriyi noktaladı. Bakın burada milyar dolarlık gişe yapabilecek bir üçleme potansiyeli var. Ancak oyunun iyi yönlerine yönebilen bir yönetmen ile, oyunun altında kalmayacak kalitede gelmesi gerekiyor. Finger crossed! 🙂
Star Wars the Knights of the Old Republic
Sevin ya da sevmeyin, Star Wars markası dünyadaki en büyük fikr-i mülklerden bir tanesi. Filmleri çekildi, oyunları yapıldı, animasyonları oluşturuldu ve üzerine kitaplar yazılarak 80’lerde çekilmiş 3 filmin geçtiği hikaye, kocaman evrenlere ve bin yıllara yayılarak adeta bir destana dönüştü. Önce kitabı yazılan ve daha sonra oyunu yapılan Star Wars the Knights of the Old Republic(KOTOR), filmlerle herhangi bir bağı bulunmayan ve filmlerde izlediğimiz hikayenin 3000 yıl öncesini anlatan bir konuya sahip. Eski Cumhuriyet döneminde geçen hikayede, Sith’ler ve Jedi’lar üzerine yetişkinler için çok daha karanlık anlatılar ve karakterler var. Her Star Wars aşığının filme aktarılması konusunda büyük umutları ve hayalleri olan KOTOR, şu sıralar son filmleriyle alakalı büyük hayal kırıklığı yaratan Star Wars markasına ilaç gibi gelecektir. Hemen alta koyduğum KOTOR’a ait iki adet oyun trailer’ını izledikten sonra ‘’e bu zamana kadar neden yapmadılar ki!?’’ sorusunu kendinize soracaksınız. Son çekilen 6 filmin hepsinden daha iyi olan bu kısa oyun fragmanları, KOTOR ile alakalı kafanızda bir şeyler oluşturacaktır.
Umut, galakside henüz tükenmedi.
God of War
Yine Playstation’a özel bu oyun serisi, tüm oyun tarihinin en önemli baş karakterlerinden biri olan Kratos’un hikayesini anlatıyor. Yarı tanrı olan Kratos, ilk 3 oyun boyunca Yunan Mitolojisinin içinden geçiyor. 3. oyunu ile final yapan seri, 2018 yılında God of War ismiyle PS4 için piyasaya çıktı 2018 yılının en iyi oyunu seçilerek seriyi tekrardan canlandırdı. Bu sefer mekan İskandinav Mitolojisiydi, ilk 3 oyundaki Kratos yaşlanmıştı ve yanında oğlu Atreus’ta vardı. Şu ana dek yapılmış en iyi oyunlardan olan Kratos’un hikayesi, tam da beyazperde de görmek istediğimiz türden epiklikte bir anlatıya sahip. Filme aktardıklarında ister genç Kratos’un yunan mitolojisindeki maceraları olsun ister yaşlı Kratos ve oğlu Atreus’un mükemmel görsellere bezenmiş İskandinav Mitolojisindeki macerası olsun; yüksek bütçeyle ve iyi bir başrol ile keşke filmi çekilse dediğimi bir oyun serisi God of War.
Assassin’s Creed(Ezio’nun hayatı)
Rönesans döneminde bir suikastçisiniz, en büyük kankanız Leonardo da Vinci ve tüm ekipman ihtiyaçlarınızı kendisi karşılıyor. Tapınak şövalyelerine karşı savaşıyor ve, yaratılışta dahi çok büyük bir önemi olan evrenin en değerli maddesini arıyorsunuz. Nasıl konu ama, süper değil mi? Assassin’s Creed’in filmi yapıldı aslında. Ancak oyunla aynı isimde olan filmin, oyunun ruhundan bihaber garip bir şekilde oyunlarla hiçbir alakası yoktu. Film çok başarısız oldu, hem gişede çakıldı hem de eleştirmenlerden çok düşük puanlar alarak unutulmaya yüz tutuldu. Assassin’s Creed oyunlarında, genleri sayesinde geçmiş hayatlarına yolculuk edebilen bir karakteri canlandırıyoruz ve her oyununda farklı bir zaman dilimine gidebiliyoruz. Tüm seri içerisinde Rönesans İtalya’sında maceradan maceraya koştuğumuz Assassin’s Creed 2, serinin en özel oyunu. Daha sonra üçlemeye dönüşen bu 2. oyunun hikayesi, Ezio adında bir suikastçiye sahip ve serinin finali 1400’lü yılların İstanbul’unda yapılıyor. Dikkat çekici mekanlar, iyi bir baş karakter ve müthiş bir konu. İyi bir senaryo ile çok başarılı sinema deneyimi ortaya çıkması, içten bile değil.
Red Dead Redemtion
Rockstar Games’in efsane oyun serisi Red Dead Redemtion, geçtiğimiz yıl 2. oyununu da çıkartarak oyun tarihinin gelmiş geçmiş en detaylı ve en başarılı oyunlarından bir tanesi oldu. 1900’lü yılların başlarında Amerikada, Vahşi Batı adı verilen Kovboyların yaşadığı zaman diliminde geçen Red Dead Redemtion, binevi firmanın bir diğer ünlü oyun serisi olan GTA serisinin kovboylusu olarak da açıklanabilir. Tren soygunları, çete savaşları, kişisel intikam meseleleri, ödül avcılığı… Çok iyi bir hikayeye sahip bu oyunun filme aktarılmaması için hiçbir sebep yok gibi. Tek ihtiyacımız dönemin atmosferinin layığı ile yansıtılması ve baş karakterimiz John Marston’u hakkıyla canlandırabilecek bir başrol.
Uncharted
Rockstar Games’in efsane oyun serisi Red Dead Redemtion, geçtiğimiz yıl 2. oyununu da çıkartarak oyun tarihinin gelmiş geçmiş en detaylı ve en başarılı oyunlarından bir tanesi oldu. 1900’lü yılların başlarında Amerikada, Vahşi Batı adı verilen Kovboyların yaşadığı zaman diliminde geçen Red Dead Redemtion, binevi firmanın bir diğer ünlü oyun serisi olan GTA serisinin kovboylusu olarak da açıklanabilir. Tren soygunları, çete savaşları, kişisel intikam meseleleri, ödül avcılığı… Çok iyi bir hikayeye sahip bu oyunun filme aktarılmaması için hiçbir sebep yok gibi. Tek ihtiyacımız dönemin atmosferinin layığı ile yansıtılması ve baş karakterimiz John Marston’u hakkıyla canlandırabilecek bir başrol.
Bloodborne
Bloodborne, müthiş bir sanat yönetimine sahip, inanılmaz bölüm ve yaratık tasarımlarıyla oyuncuları kendine bağlayan ve en önemlisi çok ama çok zor bir oyun! Sürekli öldüğünüz ve tekrar doğdunuz oyun, bitirmesi bir hayli zor olmasıyla da ünlü. Ancak oyunun yarattığı inanılmaz başarılı atmosferi, bölüm tasarımları ve canavarlarıyla tam da filminin çekilmesini istediğim bir oyun. 1900’lü yıllarda, Victoria İngilteresi kıvamında bir kurgusal şehirde geçen oyunda, sebebini bilmediğimiz bir şekilde insanların enfekte olup bir garip yaratıklara dönüşmüş durumda ve biz de bu bilinmezliğin içerisinde yolumuzu bulmaya çalışıyoruz. Filme aktarmaya ne kadar müsait, değil mi?
