Sinema Haberleri

En Şahane Görüntülerin Yönetmeni; Wes Anderson

Sinema dünyasında simetri ve perspektif denince akla ilk gelen isim olan Wes Anderson, tüm filmlerinde medah-ı iftiharı olan mükemmel sinematografisi ile ezberlenen bir yönetmen. İstisnasız her filminde tablo gibi görseller kullanan Wes Anderson, filmlerindeki karikatürüze karakterleri, komik ve birazcık absürd hikayeleri ile tek sahnesinden onun filmi olduğunu anlayabileceğiniz nadir yönetmenlerden biridir.  Kendisinin tarzını kelimelere dökmek pek zor zira Wes Anderson kişisel olarak sinema sevgimle alakalı en önemli olgu olan görüntü yönetmenliği, yani sinematografiyi eşi benzeri olmayan bir şekilde son derece özgün renk paletleriyle kullanan bir yönetmen. Kendisinin tarzı, hikaye anlatıcılığını görseller üzerinden aktarmak.

Kullandığı renk paletleri ve abürd karakterleri ile istisnasız her filminde kendi stilinden asla vazgeçmez. Ve gittikçe bu konuda da ustalaşıyor. Özellikle Grand Budapest Hotel filmiyle bu konuda arşa çıktğını söylemiş olmak abartı kaçmaz diye düşünüyorum. Yönettiği filmlerin yapımcılığını, senaryo yazarlığını, yönetmenliğini ve müzik seçimlerine kadar her şeyi kendisi üstlenir. Kendi stilini gönül verdiği sinema sanatına tam olarak yansıtmaktan inanılmaz haz aldığını filmlerinden anlayabiliyoruz. Kullandığı dolgun ve rengarenk renk paletiyle renklere duygu vererek filmlerini yönlendirmek büyük zanaat. Eğer bir Wes Anderson filminden hoşlandıysanız yönetmenin tüm sinematografisinden hoşlanacaksınız demektir.

Kendisinin hayatına ve sinemaya giriş hikayesini kısaca anlatmak gerekirse; Anderson üç çocuğun ortancası olarak Houston, Teksas’ta dünyaya geldi. Babası, Melver Leonard Anderson bir reklamcıydı. Annesi ise şu anda emlak danışmanlığı yapan aslında bir arkeolog olan Texas Ann Burroughs’tur. Yönetmen, Westchester Lisesi’ni bitirdikten sonra ikinci filmi Rushmore’u da çektiği, Houston’da özel bir okul olan St. John’s School’a devam etti. Tıpkı Rushmore ‘un başkarakteri Max Fischer gibi, Anderson da St. John’s’un şu anda yıkılmış olan Hoodwink Tiyatrosu’nda oyunlar sergiledi. Anderson, Teksas Üniversitesi’nde felsefe okurken Owen Wilson ile tanıştı. Daha sonra uzun metrajlı olarak çektiği Bottle Rocket’ın kısa film versiyonu ile yapımcı James L. Brooks’un ilgisini çeken ikili, Brooks’un yardımı ile bu kısa filmlerini Sundance’e gönderdiler ve Sundance’de filmin uzun versiyonunu çekebilecek fonu buldular. Şu günlerde hem New York’ta hem de Paris’te yaşayan yönetmenin yakın arkadaşları arasında film yapımcısı Noah Baumbach, aktör/senaryo yazarı Owen Wilson ve Sofia Coppola geliyor. Erkek kardeşi Eric, Anderson’un filmlerinde sahne tasarımcısı olarak çalışıyor. Diğer erkek kardeşi Mel ise bir doktor.

Şu sıralar alta koyduğum fragmanını izleyebileceğiniz son filmi The French Dispatch ile beyazperdeye geri dönmeye hazırlanan Wes Anderson, fragmandan anladığım kadarı ile şu ana dek yönetmiş olduğu ‘en Wes Anderson filmini’ çekmiş gibi. Film baştan sona bir renk ve perspektif cümbüşü. Her sahnesi bir tablo, her sahnesi bir görsel şölen. Bu sene ile alakalı en çok beklentim olan filmler listesinde ilk 3’te olduğu kesin.
Yönetmenin ismine uzaksanız Moonrise Kingdom ve Grand Budapest Hotel ile Wes Anderson dünyasına adım atıp daha sonrasında devamını getirebilirsiniz. Şimdilik bu kadar.

İlişkili İçerik
Sinema Haberleri

Bradley Cooper'ın başrolünde yer aldığı ve yönettiği Maestro'dan ilk görseller yayınlandı

A star is a born ile ilk yönetmenlik deneyimine imza atan Bradley Cooper, yeni filmi Maestro ile…
Devamını Oku
Sinema Haberleri

Ata Demirer'in yeni filmi Bursa Bülbülü'nün çekimleri başladı

Ata Demirer’in senaryosunu kaleme alıp başrolünde yer alacağı Bursa Bülbülü’nün…
Devamını Oku
Sinema Haberleri

Idris Elba'lı Beast Filmi Geliyor!

Ünlü oyuncu Idris Elba’nın başrolünde yer aldığı, Güney Afrika savanalarında bir…
Devamını Oku

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir