Geçtiğimiz gün DC’nin tüm büyük projelerinin tanıtımlarının yayınlandığı DC Fandom etkinliği çizgi roman ve oyun severleri çoştukça çoşturdu. Yeni filmlerden fragmanlar, yeni oyun tanıtımları, konsept görüntüleri takipçilerle buluştu ancak herkesin beklediği tek bir tanıtım vardı, o da Matt Reeves yönetmenliğindeki The Batman’di. Henüz resmi olarak hiçbir görselin dahi paylaşılmadığı filmle alakalı beklentiler biraz kafa karıştırıcıydı zira başrol için seçilen Robert Pattinson, filmin içeriği ve Matt Reeves’in nasıl bir Batman portresi sunacağı merakla bekleniyordu.
Fragmanla alakalı söyleyebileceğim en net şey, filmin şu haliyle dahi inanılmaz iyi duruyor olması. Batman’in 2. yılını anlatacak filmde Matt Reeves anlaşılan o ki depresif, karanlık ve gerçekçi bir Batman anlatısı sunacak gibi. Filmin henüz %30’nun çekilmiş olması, şimdiden bu denli kaliteli duran filmin temellerinin çok sağlam atıldığının da kanıtı. Matt Reeves iyi bir hikaye anlatıcı ve Batman’in de müthiş çizgi roman hikayelerine sahip olduğunu düşünürsek, film için heyecanlanmamak elde değil.
Filmin tonu ile birlikte fragmanın bir başka dikkat çeken noktası da The Riddler. Batman’in en büyük düşmanlarından olan The Riddler açıkçası yıllardır beyazperdede görmek istediğim bir Batman kötüsüydü. 90’larda çekilen Batman Forever filminde Jim Carrey canladırmıştı ancak o filmin tonu renkli ve çocuksu olduğu için o performans benim için pek bir şey ifade etmedi hiçbir zaman. Burada ise, filmin karanlık tonu ile örtüşen psikopat bir seri katil kafasında Riddler var ki, bu müthiş bir şey. Riddler ile alakalı en umutlu olduğum noktada karakteri müthiş oyuncu Paul Dano’nun canlandırıyor olması. Şimdiden biraz fazla umutlu konuşmak gibi olacak ancak ben kendisinden Heath Ledger’ın Joker performansı tadında bir şeyler bekliyorum. Hadi hayırlısı diyelim
Fragman bir Nirvana şarkısı ile açılıyor, Riddler’ın işlediği cinayetler sonrası etrafa bilmeceler serpiştirmesi, Yeni Jim Gordon’umuz derken sonunda Robert Pattinson’ın Batman’ini görüyoruz ve bununla birlikte tüm o yersiz endişeler son buluyor. Fragman ilerledikçe Riddler konuşmaya başlıyor, bilmeceleri ile şimdiden tüyleri diken diken ediyor ancak Batman’in suratı boyalı çete üyelerini patakladığı ve kemik kırma seslerinin kafamızda yankılandığı o sahne gelince anlıyoruz ki Pattinson cayır cayır bir Batman olmuş! I’m Vengeance’de sahnenin tuzu biberi oluyor adeta.
Filmde dedektiflik yapan, tıpkı kendisi sosyopat olan düşmanlarını pataklayan hafif kafası kırık depresif bir Batman’e ben çok varım. Özellike iyi bir hikaye ile benzersiz, tadı damakta kalan ve özlenilen bir Batman filmine kavuşacak olmamız çok sevindirici. Filmin geri kalan oyuncu kadrosu da binevi Şampiyonlar Ligi gibi; ikonik kötü karakter olan Penguin’i Colin Farrell, Komiser Gordon’ı Jeffrey Wright, Alfred’i Andy Serkis, Carmine Falcone’u ise John Turturro canlandırıyor.
Uzun lafın kısası, biz şimdiden bu filme çok düştük. Joker filmi sonrası DC genel bir toparlanma içinde, bu filmde biraz Joker filminin tonunu yakalayacak gibi. Henüz %30 çekilen filmin şimdiden bu denli ‘’Batman’’ duruyor olması filmi merakla beklemek için tek başına yeterli bir sebep.
Film 21 Ekim 2021’de vizyona girecek.
